Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

(2 ama son) SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE

II Gelin gülle başlayalım atalara uyarak Baharı kolayarak girelim kelimeler ülkesine Bir anda yükselen bir bülbül sesi -Erken erken karlar ortasında Güneş dönmüş ışık saçan bir yumurta- Bana geri getirir eski günleri... Paslanmış demir bir kapı açılır Küf tutmuş kilitler gıcırdarken Ta karanlıklar içinde birden Bir türkü gibi yükselirsin sen Fısıldarım sana yıllarca içimde biriken Söyleyemediğim ateşten kelimeleri Şuuraltım patlamış bir bomba gibi Saçar ortalığa zamanın Ağaran saçın toz toprağını Bana ne Paris\'ten Newyork'tan Londra'dan Moskova'dan Pekin'den Senin yanında Bütün türedi uygarlıklar umurumda mı Sen bir uygarlık oldun bir ömür boyu Geceme gündüzüme Gözlerin Lale Devrinden bir pencere Ellerin Baki'den Nefi'den Şeyh Galib'den Kucağıma dökülen Altın leylak III Ölüler gelmiş çitlembikler sarmaşıklarla Tırmanmışlar surlarıma burçlarıma Kimi ırmaklardan yansıma Kimi kayalardan kırpılma Kimi öteki dünyadan bir çarpılma İçi ölümle dolu Dönen bir hu

Bir zamanlar fırtınalar estirirdim....

Bir zamanlar fırtınalar estirirdim Eskisi gibi değilim şimdi değiştim Kumarım yoktur kavga etmem Her gece barlara gitmem Ne bileyim ben, ah ne bileyim ben Bir kuş kanatlanır şu gönlümden Çırpınır çırpınır da uçamaz Gene bir davet çıkarsa senden Dönerim bilirsin aşığım Aşıklar kaçamaz Aşıklar kaçamaz İnsan olmak yetmez yetmiyor zaten Süpermen süpermen olmak lazım bazen Nasıl da yeniden aşık oldum ben Bu sevda bambaşka avare eden Ne bileyim ben Şimdi benim adım ne olur ne olmaz Bu işler artık bana inan ki koymaz Kiminde az muhabbet kiminde naz Sende ne var bende biraz Ne bileyim ben, ah ne bileyim ben .... MAZHAR ALANSON

Gayret Et

Gitmem gerek bu sehirden Bir rüya oldun sevdamin gergefinde Neden çocuklar beni gösteriyor Yagmur yagsa günesin yerine Ha gayret güzelim gayret Biter elbet bu yagmur sabret Sensizlikten olsa gerek Çekilmez oldu buralar Hep benle beraber bulamadiklarim Bak cesaretim yok artik Geç oldu yorgunum Yine deli oldum sayende Saçinda rüzgar Ha gayret güzelim gayret Biter elbet bu yagmur sabret Ayriliktan olsa gerek Gecikiyor sabahlar Hep benle beraber unuttuklarim Dönmüyor epeydir basim Denizler yalan Sevmek ates olurmus derler Yanmak yalan Simdi öyle uzakki geldigim yollar Yanlis bir öyküdeyim beni yeniden yaz Bir çocuktum sevmistim Avuçlarimda aynalar Gayret et güzelim elini uzat Ha gayret güzelim gayret Biter elbet bu yaðmur sabret DSS (ben 3'te kaldim, o gunlere donmeyi umarak)

buselik makamina

Leyladan geçme faslındayım Mevlayı bulma yollarında Leyladan geçme faslındayım Mevlayı bulma yollarında Majörler tükendi, minörlere yolculuk Buselik makamına, buselik makamına Aşk için söylenen her söze kandım Pervane misali ateşe yandım Gördüğüm her dilber ateştir bana Mecazi aşka inandım güneşli havalarda Buselik makamına, buselik makamına Buselik makamına, buselik makamına Buselik makamına MFO

Nazim:

Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, - demeğe de dilim varmıyor ama - kabahatın çoğu senin, canım kardeşim! 1947 5 Kasım 1945 Çiçekli badem ağaçlarını unut. Değmez, bu bahiste geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı. Islak saçlarını güneşte kurut : olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın nemli, ağır kızıltılar... Sevgilim, sevgilim, mevsim sonbahar...

Uy Havar

Yangınlar, Kahpe fakları, Korku çığları Ve irin selleri, aç yırtıcılar, Suyu zehir bıçaklar ortasındasın. Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay! Pusatsız, duldasız, üryan Bir cana bir de başa Seher vakti leylim - leylim Cellat nişangahlar aynasındasın. Oy sevmişem ben seni... Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu! He canım... Çiçekdağı kıtlık, kıran, Gül açmaz, çağla dökmez. Vurur alnım şakına Vurur çakmaktaşı kayalarıyla Küfrünü, Medetsiz, Munzur. Şahmurat Suyu kan akar Ve ben şairim. Namus işçisiyim yani Yürek işçisi. Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş, Ne salkım bir bakış Resmin çekeyim, Ne kınsız bir rüzgar Mısra dökeyim. Oy sevmişem ben seni... Ve sen daha demincek, Yıllar da geçse demincek, Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm, Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim, Yaran derine gitmiş, Fitil tutmaz, bilirim. Ama hesap dağlarladır, Umut, dağlarla. Düşün, uzay çağında bir ayağımız, Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri Düşün, olasılık, atom fiziği Ve bizi biz eden amansız sevda, Atıp bir kıyıya

ses

gunlerin tumunu gorduk, ba$ka bir gunu. denizi, denizi bekleyecegiz, yengi oylumunda agac olan o sesi, dogum mu oncedir olum mu, bunun tarihi olamaz, ba$ka bir gunu, tutukluyor du$uncemi sabah ve ak$am ba$ka bir gunu, ben bendim, onlar onlardi, sonra ak$am oldu uyudum dalgin, bu sabah uyandim ba$ka bir gunu. melih cevdet anday (through zozo)

ZERDALİLER

ay nerde dogsa oradaydik dallarda zerdali cicekleri savrulup gider ruzgar esince butun bir bahar boyle gecti anlardim aklindan gecenleri sustukca konustuk sanki sevdaymis yine bu icimizde yillardir uyuyan diri sessizlik sensin geceleri fincana kahve koydum gel bugun seytana uydum gel ay dogdu dagin ustunden dallarda beyaz cicekler boyandim gecenin karasina artik kimse kıramaz beni o kül gibi deniz, o sessiz kız kayıp bir sandala binip gitti ne sen soyledin derdini ne ben sevdigime inandim unut gecen eski gunleri bunca yil sonra nasilsin? Ezgi, gunlugu olan (Seda, bisikletle sokaksokak gezen araciligi ile:P) pst: cuk oturdu. ne dersin sari kiz?

msn'de melikem'le

melikem der ki: einstein der ki delilik insanın hep aynı seyleri yapıp farklı sonuclar beklemesidir deli misin?? ve sonra: midenin ustunde kalbinin az altında sıkısma ama her seyin gercekten iyilestigi bilgisine artık sahibiz insan iyi olunca daha guzel sevio neyi sevdigin neden sevdigin daha belirgin oluyo kimse kimseden cok yordu beni die ayrılmıyo cok severken pek sevmio oluyolar birbirlerini, yorgunluk bahanesi oluyo

şanıma inanma

Benden çekiniyormuşsun Bana göre değil hiç diyormuşsun Çok baskın çok iddialı Fazla popüler buluyormuşsun Peki benim de bir kalbim olduğunu Senin aşkınla dolduğunu Göz göze gelince mahvolduğumu Gerçekten mi görmüyorsun Aaaaa A!aa Sabredemiyorsun A!aa Fark edemiyorsun A!aa Hissedemiyorsun Garanticisin korkuyorsun Aaaaa Gerçeği gözden kaçıran yarim Aaah Eğriyi doğruyu şaşıran yarim Aaah Aşkımla ruhunu şad ederken Aaah Sonunda sabrımı taşıran yarim Seni anlamıyor değilim inan ki Yaşamak değil esaret sanki Hadi benim kendi seçimim sonuçta Gülü seven dikenine dayanır yani Bu durumda kalbine danışacaksın Neye nereye kadar katlanacaksın O kadar aşkın varsa hemen gel Kalbimde karargah kuracaksın Görünüşüme bakıp da sen beni sakın ha Cin fikirli sanma Hani yağmasan da gürle benim durumum Çalımıma aldanma Okurum, yazarım, konuşurum Kelimelerin efendisiyim ama Aşka gelince enikonu safım Sen şanıma inanma SezenAksu

ma che freddo fa

D'inverno il sole stanco a letto*Presto se ne va*Non ce la fa piu'*Non ce la fa piu'.*La notte adesso scende*Con le sue mani fredde su di me*Ma che freddo fa*Ma che freddo fa.*Basterebbe una carezza*Per un cuore di ragazza*Forse allora si che io t'amerei.*Cos'e' la vita ah ah senza l'amore eh eh*E' solo un albero che foglie non ha piu'*E s'alza il vento oh oh*Un vento freddo oh oh*Come le foglie le speranze butta giu'*Ah! Questa vita cos'e'*Se manchi tu.*Mi sento una farfalla*Che sui fiori non vola piu'*Che non vola piu'*Che non vola piu'.*Mi son bruciata al fuoco*Del tuo grande amore che si e' spento gia'*Ma che freddo fa*Ma che freddo fa.*Tu ragazzo m'hai delusa*Hai rubato dal mio viso*Quel sorriso che*Non ritornera'.*Cos'e' la vita ah ah senza l'amore eh eh*E' solo un albero che foglie non ha piu'*E s'alza il vento oh oh*Un vento freddo oh oh*Come le foglie le speranze butta giu&#

tamam aşkım

Birgün yolda giderken Biriyle konuşurken Bir şarkı duyduğunda Aklına geldiğim oluyor mu hiç Uzanmış düşünürken Denizi seyrederken En olmadık bir şeyden Gözünün dolduğu oluyor mu hiç Üzüldüğünü görmek ister miyim Dayanabilir miyim Ne sanıyorsun beni Ah aşkım aman (yaman) aşkım Sen ne dersen tamam aşkım Çok acılar içinde kaldın Ne istersen söyle aşkım Bu senin farkın Bir şeyler karalarken Kahveni yudumlarken Perdeyi aralarken Aklına geldiğim oluyor mu hiç Böyle güzel bir günden Şu deniz şu gülden İkimizin resminden Gözünün dolduğu oluyor mu hiç Ah taş mıyım duvar mıyım Ben sana kıyar mıyım Nazan Öncel---Ibo

GÖRDÜĞÜME SEVİNDİM

Görmesem daha iyiydi seni orada o gece Aradan yıllar geçti silinmedin hafızamdan Her gece gibi bir geceydi seni görene kadar Birer birer çıktılar yerlerinden hatıralar Hatıralar unutulmaz Duygularıma esir oluyorum seni görünce İnsan bin kere mi yanıyor bir kere sevince Ruh bedenden ayrılıyor çekimine girdim Bin kere daha yandım ama canım Gördüğüme sevindim Her gece gibi bir geceydi seni görene kadar Birer birer çıktılar yerlerinden hatıralar Hatıralar unutulmaz Gündoğarken-- Baris'in anisina

Özdemir Asaf

YUVARLAGIN KOSELERI Aska gönül ile düsersen yanarsin. Zeka ile düsersen kavrulursun. Akil ile düsersen cildirirsin. Duygu ile düsersen gülünc olursun. Aska düsmezsen kalabaliga karisirsin, ezilirsin. Sersem sersem bakinip durma bir yol sec. akıl gözü Seni bulmaktan önce aramak isterim. Seni sevmekten önce anlamak isterim. Seni bir yaşam boyu biriktirmek değil de, Sana hep hep yeniden başlamak isterim. Sen gelirken aglamistin Orasi icin Bil gidersen de aglayacaksin Burasi icin

Yunus Emre

Kemdürür yoksulluktan niçelerün varlığı Bunca varluk var iken gitmez gönül darlığı Erenler bir denizdür Erenler bir denizdür Âşık gerek dalası Bahri gerek denizden Girüp gevher alası Gine biz bahri olduk Denizden gevher alduk Sarraf gerek gevherün Kıymetini bilesi Muhammed Hakk’ı bildi Hakk’ı kendüde gördi Cümle yerde Hak hâzır Göz gerekdür göresi Âlimler kitab düzer Karayı aka yazar Gönüllerde yazılur Bu kitabun sûresi Nazire: Hatai (Şah İsmail) Çabuk bahri olmak gerek, bir denize dalmak gerek Onda gevher bulmak gerek, hiç sarraflar bilmez ola. BİR ŞARAPTAN İÇMEK GEREK Bir şaha kul olmak gerek Hergiz mazul olmaz ola Bir eşik yasdanmak gerek Kimse elden almaz ola Bir toy toylamak gerek Bir soy soylamak gerek Bie sözü söylemek gerek Melekler de bilmez ola Bir kuş olup uçmak gerek Bir kenara geçmek gerek Bir şaraptan içmek gerek İçenler de aymaz ola Çevik bahri olmak gerek Bir denize dalmak gerek Bir gevher çıkarmak gerek Sarraf anı bilmez ola Bir bahçeye girmek gerek Teferrücler etmek g