Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

merakta

* Dede Efendi'nin adı gençken neydi acaba? diye soran genç, Musiki Cemiyeti'nden kovuldu. * Havaalanindaki 'her tür botluya' eziyete devam, elalem 'nude' X-Ray buluyor, bizimkiler ayagin icini goremiyor. * mademli bagnum * İsviçreli bilim adamlarından kelliğe mucize çözüm: Şapka * Cennet size ayakkabılarınızın bağından daha yakındır. Cehennem de öyledir. Hz. Muhammed * twit uçar blog kalır * Eskiden blog yazardık twitlemek yeni icad. Yüzeysel, son moda ve tüketilen şeye twit denir. * ABD'de evsizler bile satranç oynuyor, bizim zenginlerimiz bile niye oynamıyor diyen insan evladı gördüm bugün. * Gözle görünen bireysel varlıkların ve değişmelerin oluşturduğu kaosun, çokluğun gerisinde akılla anlaşılabilir, kalıcı ve sürekli bir gerçeklik vardır. * House: Bağlantılar havayolları içindir. İnsanlar için 300'ün üzerinde kablo kanalı var. * Küçük kızlar kurbağaları öptüğünde sana dönüşmesini hayal ediyorlar. * In every man, there is a scale. On one side of this

sana büyük bir sır söyleyeceğim - korkuyorum senden

sana büyük bir sır söyleyeceğim zaman sensin zaman kadındır gönlü çelinsin ister zaman hep okşansın diz çökülsün hep dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına taranmış bir upuzun saç gibi zaman soluğun buğulandırıp sildiği ayna gibi zaman sensin uyuyan sen şafakta ben uykusuz seni beklerken sensin gırtlağıma dalan bir bıçak gibi ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın bu durdurulmuş zamanın işkencesi mavi çanaklarda kan gibi bu göz susuzluğundan sen yürürken odada bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini daha beter seni kaçak seni yabancı bilmekten aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan tanrım ne ağırdır sözcükler asıl demek istediğim bu hazzın ötesinde taşındı sevgim hiçbir zararın erişemeyeceği yerde bugün sen ki benim saat-şakağımda vurursun boğulurum soluk alıp vermesen tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın sana büyük bir sır söyleyeceğim her söz dudağımda bir dilenen zavallı acınacak birşey ellerin için kararan birşey bakışının altında işte bu yüz

bizim şarkımız - nfk

Kırılır da bir gün tüm dişliler Döner şanlı şanlı çarkımız bizim Gökten bir el yaşlı gözleri siler Şenlenir evimiz barkımız bizim Yokuşlar kaybolur çıkarız düze Kavuşuruz sonu gelmez gündüze Sapan taşların yanında füze Başka alemlerle farkımız bizim Kurtulur dil tarih ahlak ve iman Görürler nasılmış neymiş kahraman Yer ve gök su vermem dediği zaman Her tarlayı sular arkımız bizim Gideriz nur yolu izde gideriz Taş bağırda sular dizde gideriz Bir gün akşam olur bizde gideriz Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim... ***************************************

küçük 1 gülümseme

- Küçük bir beden, çoğu kez büyük bir ruha yataklık edermiş. - Ufak balıklar daha lezzetli olurmuş. - Ateşe küçük odunlar atılırsa alevler artarmış, büyük odunlar alevi söndürebilirmiş. - Sağanak dediğimiz, küçük damlalardan ibaretmiş. - Ufacık bir yağmur, kocaman bir toz bulutunu yok edebilirmiş. - Muazzam bir aydınlık, küçük bir delikten görünebilirmiş. - Büyük bir geminin batmasına, küçük bir delik yetermiş. - Çok veren malından, az veren canından verirmiş. - Yükte hafif olmak, pahada ağır olmaya engel değilmiş. - Deve büyükmüş ama ot yermiş, şahin küçükmüş ama et yermiş. - İnsan küçük bir adama iyiliği dokunduğu zaman cömertliği öğrenebilirmiş. - Büyük makinaları küçük çarklar çalıştırırmış. - Büyük adamın büyüklüğü devam ediyorsa bunun sebebi; onun küçük adamlara gösterdiği özenmiş. - Bazen büyük bir aşkı başlatan, küçük bir gülümseme imiş. - Büyük yazıları yazmak için küçük noktalar, virgüller gerekirmiş. - Büyük olaylar kolay unutulsa bile, sevdiğinle geçen küçük an'lar unut

life sucks

* Türkiye'nin 3 G'si: G-string, gobek, gogus... * Seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir. "Neredesin" yerine "ben buradayım" diyendir.. "Nasıl yaparsın" yerine "niye yaptığını anlıyorum" diyendir. Ve aşk "keşke" yerine daima "iyi ki" diyendir! * Gel gel, defile buldum. * Boş bir sinema salonunda oynuyor, tek başına çektiğim siyah, beyaz sessiz son film. Ne kuşları seyreden kedi kadar heyecanlıyım artık ne de o kuşlar kadar salak ve kendine hakim. Kamera stop! Yalnızlığıma kapalı gişeyim... * Yürüyen bir aptal, oturan iki akıllıdan daha çok yol alır. * Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler mani olur diye düşünürüm. Engelleri ortadan kaldırdım mı iş kendi kendine yürür. Mustafa Kemal ATATÜRK * Seni seviyorum, inan bana... -Beni sevdiğine dair kanıt göster. * Kanıt inancı öldürür. Eğer kanıt gösterirsem seni sevdiğimi bilirsin. Ben “seni sevdiğimi bilmeni” değil,

sabahtan kalktım da......

* 2009+1=2010 Yeni yılınız kutlu olsun. * Yaşayarak intihar etmelisin. * Harikulade şeyler ancak içlerindeki bir şeyin koşulların üzerinde olduğuna inanma cesareti gösterenler tarafından yapılmıştır. Bruce Barton * Bir insan her seyi dogru yapiyorsa eger, hayatinda bircok yanlis gormus demektir. * Who cares about 6 pack, if you have 6 beers in your belly. * Farmville müptelası olup sabah akşam tarla ekip biçen, bana çivi yollayın, tahta yollayın diye mesajlar gönderen, bilmem kimin tarlasındaki ahırdan kaçmış eşşek yakaladım koşun kapın çabuk diye ortalığı velveleye veren herkese sinir olmaya başladım. * Ampülün etrafında sadece sinekler dolaşır. * Kısa bir öyküdür hayat, uğruna upuzun acılar çektiğimiz. Kısa bir türküdür, bir kez daha söylemek için delirdiğimiz. * Rıhtımda kalanlar bu seyâhatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Bîçâre gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayâtın ne de son matemidir bu! Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler; Bilmez ki giden sev

günaydın

Yüzünü güneşe dönen insan gölge görmez... Kadın taksiye binmiş ve hava alanına gitmek istediğini söylemişti. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önlerine çıktı. Şoförü çarpmamak için sert şekilde frene bastı. Taksi kaydı, ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu. Siyah arabanın sürücüsü camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başladı. Taksi şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Kadın bütün bu olanları şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştı. Sordu: “Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastanelik edecekti.” Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek: “Çöp Kamyonu Kanunu” dedi. Kadın: “Çöp Kamyonu Kanunu?” diye sordu, anlamamıştı. Şoför açıkladı: "Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktiriyorlar. Ancak doldukça çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar. B

Dunning-Kruger Sendromu

Televizyon izlerken birilerine bakıp da "Ya bu adam bu sığlıkla nasıl buralara kadar gelebilmiş" diye düşündüğünüz oldumu hiç? Ya da işyerinizde sizinle aynı ya da daha üst aşamada bir görevde olan bazıları, sizde büyük bir şaşkınlık uyandırdı mı? Onlara bakıp "Bu cahillik, kendini bilmezlik nasıl fark edilmez?" diye iç geçirdiniz mi? Justin Kruger ve David Dunning adlı iki ABD'li bu hissi çok yaşamış olacak ki, iki psikiyatri uzmanı, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya attı: "Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır." Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı: Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler. Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir. Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler. Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, a