Ana içeriğe atla

Kayıtlar

stres yönetimi

Profesör öğrencilerine stres yönetimi konusunda ders veriyordu. Su dolu bir bardağı kaldırıp dinleyicilere sordu, "Sizce bu su dolu bardağın ağırlığı ne kadardır?" Cevaplar 20 gram ile 500 gram arasında oldu. Bunun üzerine profesör şöyle dedi: "Gerçek ağırlık fark etmez. Bardağı elinizde ne kadar süreyle tuttuğunuza göre değişir. Eğer bir dakikalığına tutarsam, problem yok. Bir saatliğine tutarsam, sağ kolumda bir ağrı oluşacaktır. Bir gün boyunca tutarsam, ambulans çağırmak zorunda kalırsınız. Ağırlığı aynıdır ama ne kadar uzun tutarsanız o kadar ağır gelir size." "Eğer sıkıntılarımızı her zaman taşırsak, er ya da geç taşıyamaz duruma geliriz, yükler gittikçe artarak daha ağır gelmeye başlar. Yapmanız gereken bardağı yere bırakıp bir süre dinlenmek ve daha sonra tekrar tutup kaldırmaktır." Yükümüzü arada bırakmalı tekrar tazelenip dinlendikten sonra yolumuza devam etmeliyiz. İşten eve döndüğünüzde, iş sıkıntınızı dışarıda bırakın. Evinize taşımayın. Yarın

cimcimeynen

* Rowing is life. Results are just details. * Mezarında kurtlar kaynasın. * Kendimle barışığım. Senin yerinde olsam kendime küserim bi daha da barışmam. * Senin tipin olabilmem için tipsiz olmam lazım. * Şeref siz misiniz? * Sbs açıklanmadı mı? Siz hala seviyesiz misiniz? * Who looks outside, dreams. Who looks inside, awakens. * Bir delik için bir kadının bir sap için bir erkeğin kahrı çekilmez. * Yağmur ne kadar çok yağarsa yağsın eğer açtığın şemsiye büyükse ıslanmazsın. * Bir kez gördüğümüz ve bir daha göremeyeceğimiz tek şey 'GEÇMİŞ', bir kez görüp bir daha göremeyeceğimiz tek şey ise 'GELECEK'tir. * Koşmana rağmen gidemiyorsan önce ayaklarının olduğundan emin ol. * En büyük yaraları kendinizi en çok savunduğunuzda alıyorsunuz, en büyük budalalıkları en akıllıca davrandığınızda yapıyorsunuz, en güçlü olmayı en çok korktuğunuzda istiyorsunuz ve mutluluk hep uzaklarda kalıyor. * Born to raise hell, born to raise hell! We know how to do it and we do it real well! * Kar

'Çöp Kamyonu Kanunu'

Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı. Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim farkıyla kurtuldu. Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı. Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Ve gerçekten çok arkadaşçaydı. Sordum: 'Neden bunu yaptığınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti.' Taksi şoförü bana, simdi 'Çöp Kamyonu Kanunu' dediğim şeyi öğretti. Şoför pek çok insanin çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı. Her tarafta çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular. Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktak

MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun. Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikâyet ölümden olsun. Cahit Sıtkı TARANCI ***********

ekip

Einstein * Sadece iki şey sınırsızdır, evren ve insanoğlunun ahmaklığı, ilkinden o kadar da emin değilim. * Sağduyu 18'inize kadar edindiğiniz önyargılar toplamıdır. Schopenhauer * Der Mensch kann was er will; er kann aber nicht wollen was er will. * İradenin arzuları: Tatmin edilmemiş bir arzu bizi özlemle dolu olarak bırakır, tatmin edilen bir arzunun yerini bir yenisi alıncaya kadar da can sıkıntısı yaşanır. İradenin egemenliğinden kurtulmanın tek yolu estetik beğeniye layık bir nesnenin üzerinde derinlemesine yoğunlaşmaktur. * algı perdesi-peçesi * a pasterior - deneyim sonrası (bilgi) * tabula rasa - boş sayfa met üst * Erişim burada bitiyor arkadaşlar. Bundan sonrasına ktunneller devam edeceğiz. * Dünya uzatmaları oynuyor. "Bize ayrılan kürenin sonuna geldik." * Doğarız, çünkü anneler bebk ister. Ölürüz, çünkü çok fazla kırmızı et yeriz. * Ha gurbette kalmışsın ha kahvaltı masasında karpuzdan uzak kalmışsın. 2si de aynı şey bence. * Biraz daha bağır, Çin'de seni

stay hungry, stay foolish & last lecture

Noktaları ileriye bakarak birleştiremezsiniz. Onları sadece geriye baktığınızda birleştirebilirsiniz. Noktaların gelecekte bir şekilde birleşeceğine inanmanız gerekiyor. Bir şeye güvenmelisiniz: Tanrı'ya, kaderinize, hayata, karmaya, herhangi bir şeye. Çünkü noktaların ileride birleşeceğine inanmak size kalbinizin sesini dinleme rahatlığını verir. Her gününü hayatının son günüymüş gibi yaşarsan, günün birinde haklı çıkarsın. Kimse ölmek istmez. Hatta cennete gitmek isteyenler bile oraya gitmek uğruna ölümü göze almak istemezler. İnsanın kısa süre içinde öleceğini bilmesi, yaşantısına damgasını vuracak kararlar vermesi açısından büyük önem taşır. Çünkü her şey, tüm dış beklentiler, gururlar, küçük düşme ya da başarısızlık korkuları, tüm bunlar ölüm karşısında değerlerini yitirir. Yalnızca ölümdür önemli olan. Öleceğini hatırlamak, kaybedecek bir şeyler olduğu düşüncesini yok etmenin bildiğim en iyi yoludur. Steve Jobs http://www.dailymotion.com/video/x3j81k_steve-jobs-ac-kal-budala

menekşelendi sular-Zeki Müren

Makam: Nihâvend Usûl: Sofyan Beste: Sâdeddin Kaynak Güfte: Vecdi Bingöl Menekşelendi sular, sular menekşelendi Esmer yüzlü akşamı dinledim yine sensiz Leylâk pırıltılarla bahçeler gölgelendi İnledi yine bülbül, olmazmış gül dikensiz Dikensiz gül olmazmış, çilesiz bülbül, Ayşe Her kuş bülbül olmazmış, her çiçek de gül, Ayşe Ne bülbül gülü sevdi seni sevdiğim kadar Ne böyle seven gönül, ne de senden güzeli var İçli bir özleyişle bırak beni yanayım Gözlerinde gördüğüm rüyama inanayım