Ana içeriğe atla

Kayıtlar

düşünelim

Küçük kasabanın birinde, bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler, ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu genelev için hergün beddua etmekten öteye geçememiş. İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bir olmuş. Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler, ancak genelev sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direk veya indirek olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddası ile camiye karşı tazminat davası açmış. Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler. Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler. Gerekli tüm belgeler tamaml

İbne Kadı

Yaşlı ve zengin bir adamın hepsi birbirinden zeki 3 oğlu varmış. Birgün amansız bir hastalıkla yatağa düşen yaşlı adam verasetini açıklamak için oğullarını yanına çağırmış. - 'Oğullarım benim vaktim geldi artık, ecel kapıda. Ben ölünce tabi ki mallarımın hepsi sizin ve siz çok zekisiniz, ama siz mallarımı bölüşeceksiniz diye, birbirinize düşmemeniz için şehrin kadısına gidin. O kadıya benim selamımı söyleyin, o size mirası bölüştürür.' Ve adam ölür. Oğulları da babalarının isteği üzerine, kadıya gitmek için yola düşerler. Tabi yeşillik yerlerden, gölden, yağmurdan, çamurdan falan geçerler. Derken önlerine bir adam çıkar ve bizim 3 biradere sorar; - 'Efendiler, ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü?' der. Büyük kardeş sorar; - 'Tek gözü kör müydü?' Adam 'Evet' der. Ortanca kardeş sorar; - 'Kuyruğu kesik miydi?' Adam 'Evet' der. Küçük kardeş sorar; - 'Bir ayağı topal miydi?' Adam ona da 'Evet' der. Bu sorularda

Can Yücel Efsaneleri

Üstad bir gün devlet büyüklerine bir şiirinde isim vermeden 'Hepiniz götsünüz' dediği için mahkemeye çıkarılır. Hakimin karşısına palas pandıras her zamanki haliyle gelir ve elindeki kalın TDK sözlüğünü açar. - Hakim bey 'P' harfine bakalım, Türkçe'de 'popo' diye bir kelime var mı? Yok.. Peki 'K'ye bakalım, 'kıç' var mı? O da yok.. Bir de 'G'ye bakalım, 'göt' var mı? Evet göt kelimesi TDK sözlüğünde var.. Demek ki sayın hakim, bu memlekette göte göt deniyor!!! der ve beraat eder. Can Baba Boğaziçi Üniversitesi'nde konferans vermektedir. Öğrencilerden biri el kaldırıp sorar, - Can baba neden bütün büyük aşk şairleri erkek? Kadınlardan aşk şairi çıkmaz mı ?? Can Baba kendi üslubu ile yanıtlar: - Ne bileyim ulan, biz s.kimizle mi yazıyoruz şiiri? Türkiye İşçi Partisi'nin komünist zamanlarında bir tüzük toplantısında herkesin komünizmi anlatmaya çalıştığı, şöyle olsun, böyle olsun dediği bir toplantıda Can Baba ayağa kalka

ASIL NEDEN!

Tanrı, bütün kadınları bir araya toplamış; Musa, Isa ve Muhammet'ten bu kadınları paylaşıp kendi cemaatlerini oluşturmalarını istemiş. Önce en kidemlileri olarak Musa, içlerinden en zekilerini ve en açıkgözlerini seçmiş ve Yahudi cemaatini oluşturmuş. Daha sonra İsa en guzellerini almış ve Hristiyan cemaatini oluşturmuş. Sıra Muhammet'e gelince, geride kalanlara söyle bir bakmis ve bezgin bir sesle: 'Örtünün!...' demis, Allah kahretsin 'Örtünüüüünnnnn!!!' ***********************

Kapat gözlerini

Günün birinde yolu bir dergaha düşen kendi halindeki adam, dergahta, bir Mevlevi ile bir Bektaşi'nin oturmuş sohbet ettiklerini görünce dayanamaz ve yanlarına yaklaşır. Kendini tanıtır ve dergahı merak ettiğini, nasıl zikir edildiğini izlemek için geldiğini söyler. Mevlevi ve Bektaşi erenleri başlarlar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya, her biri kendi yolunu mümkün olan en tatlı dille anlatmaya çalışırlar. Zavallı adam bir yandan onları dinlerken, bir yandan da gözleri onların giydikleri giysilere takılır. Mevlevi'nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir, hem de uzun olduğu için yalnızca kolları değil, elleri de örtmekte, kapatmaktadır. Bektaşi'nin giydiği kıyafette ise tam tersi bir durum vardır. Elbisenin kolu daracıktır, neredeyse tene yapışmıştır; üstelik kısa olduğu için, eller ta bileklere kadar açıktır. Bu duruma hayret eden adam, sebebini öğrenmek ister. Büyük bir merakla, önce Mevlevi'ye sorar: "

The Ant Philosophy by Jim Rohn

Over the years I've been teaching kids about a simple but powerful concept - the ant philosophy. I think everybody should study ants. They have an amazing four-part philosophy, and here is the first part: ants never quit. That's a good philosophy. If they're headed somewhere and you try to stop them; they'll look for another way. They'll climb over, they'll climb under, and they’ll climb around. They keep looking for another way. What a neat philosophy, to never quit looking for a way to get where you're supposed to go. Second, ants think winter all summer. That's an important perspective. You can't be so naive as to think summer will last forever. So ants are gathering in their winter food in the middle of summer. An ancient story says, "Don't build your house on the sand in the summer." Why do we need that advice? Because it is important to think ahead. In the summer, you've got to think storm. You've got to think rocks as you

EZEL

Sadakat Ne menem seydir bu sadakat Sadakat Sır saklamak mıdır, sessiz kalmak mıdır Kıyametin kopacağını bile bile Ölüm gibidir sadakat Pazarlığı olmaz Bir kere çizgiyi geçtin mi Yoktur dönüşü! Ne umutlar fısıldarsa fısıldasın sana Hayat çeker gider Sadık kalmaz sonunda! Ama kötülük öyle mi Hep yanıbaşındadır insanın Sözler verilir, sözler unutulur Gun gelir ihanet eden sadakat ister Sadaka gibi verilmez sadakat Isteyen hepsini ister! Sevdiğine sadık kalan adam, kendinden vazgeçebilendir! Sadakat sevdiğinin kalbini çıkarıp avucunda tutmaktır Ama sadakat gerektiğinde o yüreği fırlatıp yere atmaktır Sadakat ya birine doğru koşmaktır ya birinden kaçmaktır Sadakat erdem değildir aslında, sevgiden kör olmaktır Hep kaçtığın şeye, eninde sonunda yakalanmaktır sadakat Yemin etmeden bir daha düşün çünkü Sadakatla başlayan herşey, ihanetle biter! * Sadakat hissedildiği kadar vardır. Kimi zaman bir aferin yerken kimi zaman bu devirde ne gerek var diye tokat gibi çarpandır. ------------ Aşk mı? İnt