Ana içeriğe atla

Kayıtlar

boşa giden tatil

* Domuzunuza ve çocuğunuza istedikleri herşeyi verirseniz çok iyi bir domuzunuz ve cok kotu bir cocugunuz olur. * köpegi kopek yapan sadakatidir. * Gerçek, kulübesinde hapsedilen sadık bir köpektir. * en masse: In one group or body; all together * Korkaklar öpücük ile öldürür, yürekliler kılıç darbeleriyle. * tuz ve tekila: Her zaman hatırla ki hayat sana ekşi limonlar sunarsa, sen de tekila ve tuz iste ve beni çağır. * İyi arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremeyebilirsin ama orada olduklarını bilirsin. * Sevdiğini korumak için savaşman yetmezse eğer en karanlık çare onun sevgisini öldürmektir. Sevdiğini kurtarmak için en kötü ihtimal, en son yol ona İHANET etmektir. * Bizi tanımlayan dostlarımızdır. * Sarılıp da dökülen birkaç yaprak belki küsmüş de solmuş bir zakkum sözlerin yorgun... Yaşlarla dolmuş bir kadehti sözlerin sarhoş... Sözlerim etti beni sarhoş, tek bi felsefem kaldı sevdiğinin peşinden koş. * Hayattaki tutarlılıklarımız en büyük lükslerimizdendir. * Sevdik

Türk olmak

Aslında çok şeydir, Türk olmak. Türk olmak, Osmanlı’nın borcunu ödemektir. Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi. Kosova’da ve Bosna’da, Batı Trakya’da ve Makedonya’da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir. Türk olmak Kıbrıs’ta, Hocalı’da, Anadolu’da ve Balkanlar’da soykırıma uğrayıp karşılığında yapmadığın soykırımla suçlanmaktır. Türk olmak faşist olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sahip çıktığınca. Türk olmak demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sövdüğünde. Türk olmak lisanının Avrupa’da yasaklanmasıdır ve yine Türk olmak kendini ve derdini anlatamamaktır. Avrupa’da hor görülmek Türk olmaktır, ataların bir çok asır önce Viyana’yı kuşattığı için ve hoş görülmemektir tabii ki sadece kuşatıp; Napolyon gibi bütün Viyana’yı yakmadığın için. Türk olmak Selanik’te Pontus Anıtı’nın, Viyana’da çiğnenen yeniçeri minberinin ve Malta’da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir. Türk olmak zordur, çetindir ve eziyet

kalan olur...

* Dünyadaki en büyük kaşif yavru kedidir. * Bir erkeğin en güzel yeri başının etidir. Milyonlarca kadın yanılıyor olamaz. * Denize atılan taş vs göle atılan taş Ta ki kıyada ölene kadar dalgası yaşar... Nehir alışkındır karmaiaya, zaten çağlamak için bahane arar.. Hızlı yaşar, çabuk taşar... * Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması. Ne kötüdür an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması... NAZIM HİKMET * Dereye balıklama dalmam, Rizeli paçidan başka karı almam. * Sıkıntılara karşı hazırlıklı ve tedbirliyseniz, fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz. * Tahterevalliden ilk kim kalkarsa yırtar, öbürünün kıçı yere vurur! * Sözler anlaşılabildiği oranda etkili. Ve anlaşılabilmesi, anlatanın becerisinde gizli. * Kopeksiz koy buldun, değneksiz dolanıyorsun. * NFK: Yük Bu yük senden Allah'ım, çekeceğim, naçarım, Senden sana sığınır, snden sana kaçarım! Anlamak Anlamak yok çocuğum, anlar gibi olmak var, Akıl için son tavır, saçlarını yolmak var. Allah ve Şeriat Ne iştir, yarı

Kaldırımlar / Necip Fazıl Kısakürek

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında, Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa karışan noktasında Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık, Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. Bu gece yarısında iki kişi uyanık: Biri benim, biri de uzayan kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor, Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler. Simsiyah camlarını üzerime dikiyor Gözleri çıkarılmış bir ama gibi evler. Kaldırımlar, ızdırap çekenlerin annesi, Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi, Kaldırımlar, içimde uzayan bir lisandır. Bana düşmez can vermek bir kucakta, Ben bu kaldırımların istediği çocuğum. Aman, sabah olmasın bu karanlık sokakta, Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum. Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin, İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler. Tak... tak... ayak sesimi aç köpekler işitsin. Yolumun takı olsun zulmetten taş kemerler. Ne ışıkta gezeyim, ne göze gö

oğlak burcu kadını

* Oglak kadini cocuk terbiyesi kitabini once cocuklarinin kafalarinda paralamak icin kullanir, hala okunabilir halde ise gene okuyabilir, ama onun kendine has metotlari vardir. * Deli gibi inatçi, hirçin, alingan, hassas, merakli, gururlu, paranoyak, sert ve patavatsiz olmasina, hatta kendini anlatamamasına ragmen nasil, ne sekilde, nerede ve ne zaman kendini sevdirebildigi bilinmeyen ve sürekli kafa karistiran, yanlıs anlasılan zor hatun... * Kavga ederler, yalan soylemeseler de abartirlar bolca, hep kendileri haklilardir, bi anda ortaligi toza dumana katip ondan sonra da hadi hayatim disari cikalim derler. * Huzurlari hic olmaz, parayi cok severler, su grubu mensubu erkekleri citir citir yerler, aman diiim. * Bir sabır, bir mücadele anlayışı vermiştir ki allah bunlara, süvari gibidirler hayatta. "Ya bırak dur bi sakinleş, savaşma" denmesi, ara ara telkin edilmelidir zira herşeyin kontrol altında olmasına o kadar alışkındırlar, tuttuklarını koparma konusunda öyle azimlidirle

Herseyin yeterli olsun!

'Her sey yeterli olsun' dedigimizde, karsimizdaki kisinin onu ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yasam sürmesini dileriz. Aydinlik bir bakis açisina sahip olmana yetecek kadar günes diliyorum. Günesi daha çok sevmene yetecek kadar yagmur diliyorum. Ruhunu canli tutmaya yetecek kadar mutluluk diliyorum. Yasamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüs gibi algilanmasina yetecek kadar aci diliyorum. Isteklerini tatmin etmeye yetecek kadar kazanç diliyorum. Sahip oldugun her seyi takdir etmene yetecek kadar kayip diliyorum. Son 'Elveda'yi atlatmana yetecek kadar 'Merhaba' diliyorum. ****************

BEN ANNE OLMADAN ÖNCE!

Gece ne kadar geç yatacağım ya da sabah ne kadar geç kalkacağımı düşünmezdim. Dişlerimi fırçalar, saçlarımı uzun uzun tarayabilirdim. İçki içmenin ne kadar keyifli olduğunu, bir şey düşünmeden sızabilmenin, hatta kesintisiz, düşüncesiz uyuyabilmenin kıymetini bilmezdim. Evimi her gün temizlerdim. Hatta süsler, püsler, küçük dekorasyon oyunları yapardım. Evimi dağıtacak şeylerin küçük oyuncaklar, yırtık kağıtlar olacağı aklıma bile gelmezdi. Saksılarımın zehirli olup olmadığını düşünmemiştim bile. Ya da banyoda duran el sabununun bir içecek gözüyle görülebileceğini. Üzerime bu kadar işeneceğini, kusulacağını ve daha da ilginci bundan rahatsız olmayacağımı bilemezdim. Gaz çıkartmanın eğlenceli tarafını göremezdim. Ağlayan bir bebeği aşısı yapılsın ya da test için kan alınacak diye böğüre böğüre kucağımda sıkabileceğimi bilmezdim. Ağlamaklı gözlere bakıp ağlayabileceğimi, minik bir tebessümden büyük mutluluklar yaşayabileceğimi düşünemezdim. Saatlerce uyuyan bir bebeği seyretmek için uyan