Ana içeriğe atla

mars vs venüs

  • aşk, hiçbir zaman istemek zorunda kalmamaktır.
  • kadınlar bu noktadan hareket ettikleri için, eşleri kendilerini seviyorsa istemeden destek vereceğini varsayarlar. hatta erkeğin sevgisinin gerçek olup olmadığını sınamak için özellikle istemem yolunu bile seçerler. erkeğin bu sınavı geçmesi için, kadının ihtiyaçlarını tahmin edip istemeden desteğini vermesi beklenir.
  • eğer bir erkekten yanlış biçimde destek isteyecek olursanız soğuyacak, istemediğiniz sürece de hiç vermeyecektir.
  • eninde sonunda kadın erkekten yardım isteyebilir; ama bu aşamada kendinden o kadar çok vermiş ve o kadar çok içerlemiştir ki, bu isteği yerine getirilmesi zorunlu bir taleptir. bazı kadınlar yalnızca yardım istemek zorunda kaldıkları için bile erkeklerine içerleyebilirler. sonunda yardım istedilerinde de, erkek evet dese bile istemek zorunda kalmış olmalarına içerlerler. eğer ben istediysem, bu sayılmaz, diye düşünürler.
  • Çoğu insan aşkın "her şeyi olduğu gibi söylemek" olduğuna inanır. Ancak bu aşırı doğrucu yaklaşım, dinleyicinin duygularını hiç dikkate almamaktadır. İnsan duyguları hakkında açık ve dürüst olup yine de bu bunları karşısındakini rahatsız etmeyecek ya da incitmeyecek bir biçimde ifade edebilir.
  • Erkeklerin şefkat ve ilgilerini, kadınların da güvenlerini göstermenin yepyeni yollarını bulmaları gerekir.
  • Kadınlar çoğu zaman ne söylemek istediklerini sadece konuşma süreciyle keşfederler.
  • Aşk sihirlidir ve farklılıklarımızı unutmazsak, kalıcı da olabilir.
  • Karşı cinsin gizli farklarını anlayarak yüreklerimizdeki aşkı daha başarılı bir biçimde verebilir ve alabiliriz. Farklarımızı kabul ederek, istediklerimizi gerçekleştirme yolunda yartıcı çözümler keşfedebiliriz. Daha da önemlisi, bizim için önemli olan insanları sevip desteklemenin en iyi yollarını öğreniriz.
  • Bir erkeğe sorunun kendisi olarak değil de, bir sorunun çözümü olarak yaklaşıldığında, gelişmeye daha yatkın olacaktır.
  • Kadın parasal gereksinmeleri karşılandıkça, duygusal gereksinmelerinin daha çok farkına varır.
  • Biriyle ne kadar yakınsak, yaralamak da yaralanmak da o kadar kolaydır.
  • Biriyle ne kadar yakınsak, onun olumsuz duygularına tepki göstermeden bakış açısını dinlemek de o kadar çok güç olur. Onun saygı ve onayını yitirmemek için savunmaya geçer ve bakış açısına karşı direniriz. Bakış açısını kabul etsek bile, inatla tartışmayı sürdürebiliriz.
  • İnsana acı veren ne söylediğimiz değil, nasıl söylediğimizdir.
  • Münakaşa için 2 kişi gerekirken, münakaşayı kesmek için biri yeter.
  • Almak için önce istemeniz gerekmektedir.
  • Grup etkinliği: Dışarıdan aldığımız bu destek ilişkimizi olumlu etkilemektedir. Bizi, destek kaynağı olarak birbirimize bağımlı olmaktan kurtarır.
  • Kendi kendimizi sevebilme yeteneğimizin artması için sevilmemiz gerekir.
  • Yaşamınızda her şeyinizi anlatabileceğiniz; sevgilerinden emin olup, eleştiri, yargılama ya da reddetme yoluyla sizi incitmeyeceklerine güvendiğiniz birkaç seçkin insanın bulunması çok önemlidir.
  • Erkeklerde sık görülen başarılı olma saplantısı, onların içlerindeki duygusal acı ve karmaşayı azaltma umuduyla sevgi kazanmak için yaptıkları çaresiz girişimdir. Kadınlarda sık görülen kusursuz olma saplantıs ise, sevgiye layık olma ve duygusal acılarını azaltma girişimidir.
  • Aşırıya kaçan her şey çözümlenmemiş geçmişimizin acılarının uyuşturulmasına yarar.
  • Olumsuz duygularımızdan kaçmaya çalışmamız, onlara yaşamımızı kontrol edebilme gücünü verir.
  • Tatmin edilmemiş gereksinme ve duygularımızın acı dolu çığlıklarını susturmanın bir yolu da bağımlılıklarımızdır.
  • İçimizdeki acıyı iyileştirmek için duygusal acıyı şu 4 temel boyutta hissetmemiz gerekir: öfke, hüzün, korku ve pişmanlık.
  • Bir başkasının bakış açısını gerçek anlamda anlamak, özellikle de o sizin duymak istediklerinizi söylemiyorsa, hiç kolay değildir.
  • Bir ilişkinin başarısı büyük ölçüde 2 etkene dayanır: Erkeğin kadının duygularını sevgi ve saygıyla dinleyebilmesine; kadının duygularını sevecen ve saygılı bir biçimde paylaşabilmesine.
  • Kuşkusuz kusursuz iletişim beklemek fazla idealistlik olur. Neyse ki, kusursuzlukla şimdi bulunduğumuz nokta arasında gelişmek için daha çok yer vardır.
  • İlişkiler, enerjimizi eşimizin takdir edebileceği şekillerde yönlendirmeyi öğrenene kadar zor gelir.
  • Venüs'te biri üzüldüğünde Venüslüler asla onu görmezlikten gelmezler. Aksine, pek çok soru sorarak onu neyin üzdüğünü anlamaya çalışırlar. Mars'ta ise kasırga eserken herkes kendine bir çukur bulup içine saklanır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ekinler dize kadar

1. Ekinler dize kadar, fener gel bize kadar Sana bir şey göstersem, kasıktan dize kadar Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 2. Çıktım taşın üstüne, açtım bacaklarımı Altımdan geçen fener, yesin ta.aklarımı Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 3. Portakal soyulur mu, tadına doyulur mu Fener sana bi koysam, fizandan duyulur mu Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın.. 4. Mektup mektup içinde, mektup zarfın içinde Dur oynaşma fenerbahçe, azcık kalsın içinde Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 5. Fenermiş onun adı, severmiş büyük malı Ne yapsın yavru serçe alışmış koca .ike Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 6. Gittik biz kadiköye, koyduk fenerbahçeye Bakirelik gidince, düştü genel evlere Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 7. Fener demek g.t demek, herkese veren demek Bizim başımız kel mi, bize de vermen gerek Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 8. Fenerim kapı gibi, aspirin hapı gibi Akşamda

Kırık Kalpler Bankası

İhvanımız sormuş bize Demiş kimdir muradınız Biz gizleriz, açık olmaz Kendin açar, muradımız Sözü nefesten uçuran Aslanı kafesten kaçıran Kalbi, tertemiz getiren Odur bizim muradımız Hırsız iken çalmam desin Âlim iken bilmem desin Aşık olsun, sevmem desin Budur bizim muradımız