Ana içeriğe atla

eternal sunshine of the spotless mind-2. yazıdır

Dün bir kabus gördüm. Sen olduğun ve rüya içinde öldüğün için kabus. Ama ölmeden önce bir araya geliyorduk. Öyle bir özlemiştin ki beni... İnsanlara öldüğünü söylerken çok az üzülmüştüm.

Doğrusu hayal meyal hatırlıyorum rüyayı. Kardeşim de kan kaybediyordu misal.
Uyumadan önce izlediğim House parçasını almış rüyama koymuşum resmen şimdi anlıyorum. Ama zaman zaman senin rüyalarımda hortlaman ne olacak peki?

Senin geri döndüğünü balkondan görüyorum, böyle cat-vari botlar, uzun saç... Bizim kızlar var yanımda, seni gösteriyorum. Muhtemelen peşinden geliyorum. Sanki beni arıyorsun yollarda. Görünce öyle bir sarılıyorsun ki. Arada kayık şeklinde sallanan, uçurum kenarı bir yerde oturuyoruz. Bana sarılmanı birilerine anlatma fırsatım bile oluyor :)

Bizim okul mezunlarının takıldığı bir yer varmış meğer, Haliç kenarında. Oraya gidiyoruz. Nasıl öldün hatırlamıyorum. Rüya parça parça aklıma geliyor, keşke hatıralar da dün yaşanmış gibi olmasa hafızamda...

Benzinci mi varmış orda 3 tane. Biri ateş ediyor. Ben de orası yancak diye seni, herkesi bırakıp kaçıyorum. Belki yanımda 1 arkadaşım, belki kuzen.

Bilemiyorum şimdi kurgunun devamını, ne önemi var ki. Dün kardeşimleydik, onun da kan kaybettiğini gördüm işte House senaryosu tadında.

Rüyada ise... Facebook'ta arkandan yazılan üzüntü mesajlarını bile gördüm. Sana kavuşmanın sevinci ile doğru dürüst üzülmüyorum. İnsanları teselli ediyorum falan. Ya da delirdim mi bu ölüm ile?

Ne değişik bir durum. Pazar günüm bitmiştir. :(


Ne kadar kötü birşey birimizin hayatına devam ederken, yeni bir hayat kurmuşken diğerinin bu geçmişte saplanıp kalması.

"Çık-git aklımdan" bir dilek olur bu şartlarda.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ekinler dize kadar

1. Ekinler dize kadar, fener gel bize kadar Sana bir şey göstersem, kasıktan dize kadar Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 2. Çıktım taşın üstüne, açtım bacaklarımı Altımdan geçen fener, yesin ta.aklarımı Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 3. Portakal soyulur mu, tadına doyulur mu Fener sana bi koysam, fizandan duyulur mu Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın.. 4. Mektup mektup içinde, mektup zarfın içinde Dur oynaşma fenerbahçe, azcık kalsın içinde Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 5. Fenermiş onun adı, severmiş büyük malı Ne yapsın yavru serçe alışmış koca .ike Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 6. Gittik biz kadiköye, koyduk fenerbahçeye Bakirelik gidince, düştü genel evlere Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 7. Fener demek g.t demek, herkese veren demek Bizim başımız kel mi, bize de vermen gerek Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 8. Fenerim kapı gibi, aspirin hapı gibi Akşamda...

hafta başlamış işte

not aldiklarim: Zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, politikacıyı kuru inat batırır. Osman Bölükbaşı Arap Atasözü Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur. Mark Twain Her zaman doğruyu söyle; ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın. Yunus Emre Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz. Kıçlar acısı FBC bir taraftar mail grubu. Yani bizler bir tarafız ve tarafsız konuşmak ya da uzman olmak zorunda değiliz. Tarafımız Fenerbahçe'dir. Demokrasi 100 kişiden 99'unun hakkını savunmak değildir, o 1 kişinin hakkını 99 kişiye karşı savunmak ve saygı duymaktır. gözü olanın gözü çıksın istemezük demokrasi adına bize eziyet... (çoğunluğa) Hep destek tam destek Avanta için takım tutanlar Fenerbahçe'yi tutacaklarına aklından bir sayı tutsunlar... Azizbahçe Sinop sizden uzak olabilir ama gerçek burnumuzun dibindedir. Bir sonraki tepenin ardında ne olduğunu bilmediğimizdir gitmemizi sağlayan. İstediğini söyleyen istemediklerini duyar. Milky way 4.7 milyar yıl yaşında...

Murat Menteş - Ruhi Mücerret

* Hayat nasıl gidiyor? - Yaşayan birine sor. * Yapabildiğim tek spor bu: Çay karıştırmak. * Kurt kocasa da huyu değişmez. * Kim 100 yaşında olmak ister ki? - 99 yaşındakiler. * Harbin hakikisi de, temsili de, rüyası da canımı yakıyor. * Memleket sathına yayılmış olan savaş küçüle küçüle benim hafızama kadar geriledi, münferit bir vaka haline geldi. * Hayatın en zor kısmı ilk 100 yıldır. * Artık kimseleri gömmek istemiyorum. Mezarlıklara dolu gidip boş dönmekten yıldım. * Düğününe gittiğim herkesin cenazesine de gittim. Dün mama isteyenler, şimdi börtü böceğe ziyafet oldu. * Tamam, ölenle ölünmüyor. Lakin yaşayanla da yaşanılmıyor. * Geçmişte kalan her şey kısa sürmüştür demektir. * Tesadüf, talih ve bahtsızlık... hepsi kaderin şubeleridir. * Mazideki kederleri hatırlamanın sağlayacağı koruma, unutmanın getireceği huzurun yanında bir hiçtir. Lakin aklın forsu hafızaya sökmez. * 100 sene nasıl mı geçti? Size şu kadarını söyleyeyim, 1 saniye ile 1 asır arasınd...