Ana içeriğe atla

ORPHEUS VE EURYDIKE in short

Bir Müz ile Trakya kralının oğlu olan Orpheus eski çağların en üstün müzisyenidir. Yeni evlenmiş olduğu güzel nymphe Eurydike'ye delice aşıktır. Ne yazık ki günün birinde bir yılan Eurydike'i topuğundan sokar; ayrılık bu olayla gelir. Orpheus acılar içinde alır başını dolanır durur dünyayı. 

Bir gün ölüler ülkesinin girişine varır, Arkheon'a kadar iner, hiçbir canlı bu nehri geçemez. Neyse ki, onun şarkıları Ruhlar Ülkesi'nin bütün halkını hayretler içinde bırakır; son derece etkilenen Kharon (Kayıkçı da derler) onu kayığına alır. Üç başlı Kerberos ve tüm cehennem canavarları dahil her şey durur, hatta cehennemliklere yapılan işkenceye de bir an ara verilir. 

Orpheus ruhlar ülkesinin egemenleri aynı zamanda aşıkları Persophone ve Hades'e ulaşır; yakarır onlara: 'Aşkın tutsağıyım, mutsuzluğuma dayanamıyorum. Ama sizleri de, işte aşk birleştirmiş bulunuyor.' Tanrılar Orpheus'un yakarışını kabul ederler; Eurydike'i gün ışığına çıkaracaklardır. Şu şartla: Her ikisi de Ölüler Ülkesinden çıkmadan Orpheus dönüp geriye bakmayacak. 

Ama ışık görünür görünmez sabırsız Orpheus geriye bakar. O anda Eurydike'in görüntüsü kayboluverir; ağzından nefes halinde 'zalim kader!' sözleri dökülür ve sesi sönüverir. 

Orpheus'un artık hiçbir umudu kalmamıştır. Yedi ay boyunca karlı dağları mesken tutar; oturup ağlar. Bu dağ başında, uzun zamandır onun gücünü kıskanan Bakkhalar bir gece Orpheus'u parçalar. Başı bir ırmağa doğru yuvarlanırken hala şöyle yakarır: 'Ah Eurydikem! Ah Eurydike!...' Hem denizler hem karalar ses verir: 'Ah Eurydike!'

Ancak Ölüler Ülkesinde buluşurlar...

:(

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ekinler dize kadar

1. Ekinler dize kadar, fener gel bize kadar Sana bir şey göstersem, kasıktan dize kadar Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 2. Çıktım taşın üstüne, açtım bacaklarımı Altımdan geçen fener, yesin ta.aklarımı Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 3. Portakal soyulur mu, tadına doyulur mu Fener sana bi koysam, fizandan duyulur mu Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın.. 4. Mektup mektup içinde, mektup zarfın içinde Dur oynaşma fenerbahçe, azcık kalsın içinde Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 5. Fenermiş onun adı, severmiş büyük malı Ne yapsın yavru serçe alışmış koca .ike Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 6. Gittik biz kadiköye, koyduk fenerbahçeye Bakirelik gidince, düştü genel evlere Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 7. Fener demek g.t demek, herkese veren demek Bizim başımız kel mi, bize de vermen gerek Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 8. Fenerim kapı gibi, aspirin hapı gibi Akşamda...

hafta başlamış işte

not aldiklarim: Zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, politikacıyı kuru inat batırır. Osman Bölükbaşı Arap Atasözü Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur. Mark Twain Her zaman doğruyu söyle; ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın. Yunus Emre Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz. Kıçlar acısı FBC bir taraftar mail grubu. Yani bizler bir tarafız ve tarafsız konuşmak ya da uzman olmak zorunda değiliz. Tarafımız Fenerbahçe'dir. Demokrasi 100 kişiden 99'unun hakkını savunmak değildir, o 1 kişinin hakkını 99 kişiye karşı savunmak ve saygı duymaktır. gözü olanın gözü çıksın istemezük demokrasi adına bize eziyet... (çoğunluğa) Hep destek tam destek Avanta için takım tutanlar Fenerbahçe'yi tutacaklarına aklından bir sayı tutsunlar... Azizbahçe Sinop sizden uzak olabilir ama gerçek burnumuzun dibindedir. Bir sonraki tepenin ardında ne olduğunu bilmediğimizdir gitmemizi sağlayan. İstediğini söyleyen istemediklerini duyar. Milky way 4.7 milyar yıl yaşında...

Murat Menteş - Ruhi Mücerret

* Hayat nasıl gidiyor? - Yaşayan birine sor. * Yapabildiğim tek spor bu: Çay karıştırmak. * Kurt kocasa da huyu değişmez. * Kim 100 yaşında olmak ister ki? - 99 yaşındakiler. * Harbin hakikisi de, temsili de, rüyası da canımı yakıyor. * Memleket sathına yayılmış olan savaş küçüle küçüle benim hafızama kadar geriledi, münferit bir vaka haline geldi. * Hayatın en zor kısmı ilk 100 yıldır. * Artık kimseleri gömmek istemiyorum. Mezarlıklara dolu gidip boş dönmekten yıldım. * Düğününe gittiğim herkesin cenazesine de gittim. Dün mama isteyenler, şimdi börtü böceğe ziyafet oldu. * Tamam, ölenle ölünmüyor. Lakin yaşayanla da yaşanılmıyor. * Geçmişte kalan her şey kısa sürmüştür demektir. * Tesadüf, talih ve bahtsızlık... hepsi kaderin şubeleridir. * Mazideki kederleri hatırlamanın sağlayacağı koruma, unutmanın getireceği huzurun yanında bir hiçtir. Lakin aklın forsu hafızaya sökmez. * 100 sene nasıl mı geçti? Size şu kadarını söyleyeyim, 1 saniye ile 1 asır arasınd...