Ana içeriğe atla

Murat Menteş - Ruhi Mücerret

* Hayat nasıl gidiyor?
- Yaşayan birine sor.

* Yapabildiğim tek spor bu: Çay karıştırmak.


* Kurt kocasa da huyu değişmez.


* Kim 100 yaşında olmak ister ki?

- 99 yaşındakiler.

* Harbin hakikisi de, temsili de, rüyası da canımı yakıyor.


* Memleket sathına yayılmış olan savaş küçüle küçüle benim hafızama kadar geriledi, münferit bir vaka haline geldi.


* Hayatın en zor kısmı ilk 100 yıldır.


* Artık kimseleri gömmek istemiyorum. Mezarlıklara dolu gidip boş dönmekten yıldım.


* Düğününe gittiğim herkesin cenazesine de gittim.

Dün mama isteyenler, şimdi börtü böceğe ziyafet oldu.

* Tamam, ölenle ölünmüyor. Lakin yaşayanla da yaşanılmıyor.

* Geçmişte kalan her şey kısa sürmüştür demektir.


* Tesadüf, talih ve bahtsızlık... hepsi kaderin şubeleridir.


* Mazideki kederleri hatırlamanın sağlayacağı koruma, unutmanın getireceği huzurun yanında bir hiçtir. Lakin aklın forsu hafızaya sökmez.


* 100 sene nasıl mı geçti? Size şu kadarını söyleyeyim, 1 saniye ile 1 asır arasındaki fark abartılıyor. Ve... mazide kalan her şey kısa sürmüş demektir.


* Hava öyle sıcaktı ki, tavuklar haşlanmış yumurta yumurtluyordu.


* Eğer bu bir roman olsaydı, sen ve ben şimdi aynı sayfadaydık.


* İnsan ancak uzay yolculuğundan sonra böyle buruşabilir.


* 105 yaşındaki adam ile doktorun birbirine söyleyebileceği fazla bir şey yoktur.


* İmam Kuran okuyor. Ölüm döşeğinde okunabilecek kaç kitap var ki?


* Göz pınarlarıma ayaz vurdu.


* Son sözleri yoğurt aklımı ayran etti.


* O cehenneme bir an evvel gitsin de, ben cennete gitmesem de olur...


* Harpte bir tek düşman bile vurmadım ben. Bu bir duyulsa, itibarım sıfıra iner. Gelgelelim, zannedilenin aksine, savaşlarda çok az insan elini kana bular. Etraftaki çok sayıda ceset, bir o kadar katilin varlığını kanıtlamaz. 2. Dünya Savaşı'nda askerlerin yalnızca 1/5'i düşmana ateş etmiştir. Geri kalanı ya hiç tetik çekmemiş ya da havaya kurşun sıkmış. Vietnam İşgali'nde ABD askerlerinin öldürdüğü her bir Vietnamlı için 50 bin kurşun atılmış! Velhasıl bendeniz sıcak çatışmadan ziyade, soğumayan acının gazisiyim.


* Hayvanseverlikte karar kılmış insan sarrafı


* İnsan gerçek dostlarını otuzuna dek tanırmış.


* İkimiz de 30 yaşı geride bırakmıştık. (40 ve 100)


* Hastalık ambalajıyla sunulan bir imtiyaz.


* 2 hafta önce aksini söylemiştiniz.

- Benim gibi 100 yaşına gelmişler ve küçük bebekler için iki hafta çok şeyi değiştirir.

* Birinin karşısında fazla alttan alırsan, er geç ondan gıcık kaparsın.

* Senden bekleneni, sana emredileni ya da seni kurtaracak olanı değil; kalbinin derinliklerinde tasdikleneni yap.


* Gerzekler, öğütleri özümseyemez. İzahın izahına ihtiyaç duyarlar.


* Evlilik dediğin, kadına dırdır etme yetkisi, erkeğe de somurtma imtiyazı veren kutsal bağdır.


* Evlenmek, arkadaş edinmenin iyi bir yolu değildir.


* Temel Reis'ten bile daha fazla ıspanak yedim.


* Zevk sahibi olmak, nelerin hoşumuza gittiğiyle alakalı değildir. Zevklerimizi araştırarak edinir, tarzımızı düşünerek oluştururuz. İnsanın sesi gibi, işitme duyusu da terbiyeye muhtaçtır. Kulağı tavlayan melodilerden keyif almak, zevksizlerin de becerebileceği bir sathiliktir. Elverir ki müziğin hakikatlisini, sanat eserinin güzidesini keşfedesin. Müzik, sanatların en ilahisi. Faniliği hazmetmemiz için en münasip vasıtadır. Bize bir başka dünyadan haber verir. 


* Şişman değilisin ki, maşallah, Fatih'in İstanbul'u fethettiği kilodasın.


* Zayıflamanın sırrı karnı içeri çekmektir. Zenginliğin sırrı, son 100'lüğü bahşiş olarak vermektir. Gençliğin sırrı ise yaşın hakkında yalan söylemektir.


* Benim emir erim, lamba cinim, temizlik robotum gibi çalışıyor sürekli.


* Bahse girerim, beni sevmekte zorlanmayacaksınız kıymetli okur. Zira, sizden önce öleceğimi biliyorsunuz.


* Benim gibi bir sineğe, kartal muamelesi yapıyordu.


* Sakın yaşlanmaya kalkmayın. Hiçbir eğlencesi yok.

Kulaklarım tencere kapağı kadar oldu, burnum kepçeleşti.
Ağlamak için, ellerime bakmam yeterli. Göz pınarlarım kupkuru. Nasıl ki dişsiz gülüyorsam, yaş dökmeden ağlıyorum.

* Mezarcılar, beni görünce küreğe sarılıyorlar.


* Sanki dünyada bir tek onda varmış gibi sallıyor kalçalarını.


* Camilerde omuz omuza duran kambur ihtiyarların kalbi büsbütün boş mu sanıyorsunuz?


* Aşk, gençlerin oynadığı fakat ihtiyarların bildiği bir oyundur.


* Ölüm, ayrılığın en meşakkatli türü.


* Mevta mıntıkasında; striptiz kulübünde heyecan arayan jinekolog kadar umutsuzum.


* Yağmurdan sonra mezarlık, ölüler parfüm sürmüş gibi kokuyor.


* Ben o b.kun sineği değilim.


* Sen çok cici bir kuklasın. Sadece, daha çok ipe ihtiyacın var.


* İnsan vücudunun hücreleri, her 7 yılda tümüyle yenilenir. 

Bir bakıma insan kendi kendinin klonudur. Yani varoluşumuzda kalpazanca bir yön var. 
Sizi bilmem ama ben mazime baktığımda 15 Ruhi göremiyorum.

* Tutarsızlıklarımın aynı kalmasında kendini gösteren tutarlılığın lanetinden yakayı sıyıramadım. 


* Tesadüf, hakikate uygun bir kılıf değildir.


* Yaygın kanaatin aksine, öldükten sonra saçlar ve tırnaklar uzamaya devam etmez. Fakat telefonlar bir müddet daha çalar: Zırrrrrrr!

* Dırdırıyla bir erkeği kısırlaştırabilir.


* Taksimetreye bakıyorum, doğum izlemek gibi heyecan verici.


* Gerçeğin acılığı öfke veya pişmanlıkla giderilemez. 


* Yeni azat edilmiş köle gibi gülümseyen...


* Bu şehirde kendini kandırmadan akşam eden bir Allah'ın kulu yoktur. İstanbul bir yandan senin rüyalarını çalar, öbür yandan sana hayaller hediye eder.


* Bana, halis kereste bulmuş marangoz gibi bakıyor.


* Çivi yutup vida s.çan, fırıldakçı tiplerden.


* Bulgar haltercilere benzeyen bir hemşire.


* Bizim bir ayağımız çukurda ya, artık ağırlığımızı çukurdaki ayağımıza vermemiz gerek.


* Her ne kadar kulağa biraz acayip gelse de, çok acayip...


* Tuzaktan kumanda


* Reenkarnasyona inanıyor musunuz?

- Ben bu yaşta, rezervasyona bile inanmıyorum.

* kehribarın içindeki böcek gibi sıkışıp kalmıştı.


* Kadınlar, iç çamaşırlarının ve ayakkabılarının marka etiketinden aldıkları destek nispetinde özgüvenliydiler.


* Birden resim gibi sessizleşti.


* Hayatım bir film olsaydı, izlerken ya uyuyakalır ya da yarısında çıkardım.


* İnsanlar sizi ne kadar aptal sanıyorsa, onları öldürdüğünüzde o kadar şaşırırlar.


* İhtiyarlar, gençlere ölümü hatırlatır. Gençler de ihtiyarlara.


* Dünya böyledir: Sinsiler zorbaları yüceltir, üçkağıtçılar hırsızlara cömert davranır, yalancılar sapıklar için duygusal şarkılar söyler. Buna karşılık çulsuzlar garibanları dolandırır, dindarlar inançlıları lanetler, mazbutlar iffetlileri iğfal eder. Kötülük, kendini ilkesel ve pratik bir iyilikle ikame eder. İyilik ise sınayıcı ve bedel ödetici bir örüntü içinde kendi ideallerini yakarak yol alır. Şeytan, kutsal kitaplardan alıntı yapmayı sever. Meleklerse daima görmezden gelinir.


* İnsan Allah'ın yeryüzündeki halifesi, yani kalfasıdır. Allah'ın kalfası değilsen, şeytanın çırağı olursun.


* Bir kayanın altında yaşamıyorsanız, böylesi imtiyazlı bir zarafete ve süzme hüzne kayıtsız kalamazsınız.


* Kainat güzeli seçilmediyse, adaylığını koymadığındandır.


* Kıpırdayamıyordum. Astronot giysileriyle atletizm yarışına katılmış ya da don atletle uzaya fırlatılmış gibi hissediyorum.


* Benim yaşımda aşk, kimin kollarında öleceğine karar vermektir. Aslında her yaşta öyledir.


* Tek bir kar tanesini, meşe dalını bükemez. İsteka yerine ip kullanılarak bilardo oynanmaz. Ve pekmezde boğulmak, bataklıkta boğulmak kadar kötüdür.


* Avusturalya biçimli omlet


* Umut, gerçeklerle; umutsuzluk ise hayatla bağını gevşetiyor insanın.


* İnsan, aynadaki yansısı ve yerdeki gölgesi arasında ikamet eder.


* Bir kiralık katili asla satın alamazsın.


* çorap çekmecesinde fare beslemek


* G.tüm os.ruk tutmuyor artık.


* Öylesine gerilmiştim ki, kıçıma kömür soksalar, bir hafta sonra elmas çıkardı.


* Bir davranışla ilgili olarak "Asla yapmam" dediğimde, tam da öyle davranmama varan bir geri sayım başlıyor.


* Hayatın hazırlık aşaması ömür boyu sürer. Tam yaşamaya başlayacağın sırada sahadan şutlanırsın.


* Süpürgeye binen tayyörlü kariyer fıstıkları, plazaların pencerelerinden uçarak evlerine dönüyorlar.


* Mutsuz çoğunluk, cep telefonlarından sızan radyasyonla beyin tümörlerini emziriyor.


* Yürekten kan damlarken, ağızdan bal damlamıyor.


* Beyin fırtınasında kafayı üşüttüm galiba.


* Kaderini çizerken cetvel kullanamazsın... Fakat BMW kullanabilirsin.


* Hava, kurbağaları bile bunaltacak kadar nemliydi.


* ... Bu sayede Photoshop'lu gibi görünüyorum.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ekinler dize kadar

1. Ekinler dize kadar, fener gel bize kadar Sana bir şey göstersem, kasıktan dize kadar Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 2. Çıktım taşın üstüne, açtım bacaklarımı Altımdan geçen fener, yesin ta.aklarımı Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 3. Portakal soyulur mu, tadına doyulur mu Fener sana bi koysam, fizandan duyulur mu Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın.. 4. Mektup mektup içinde, mektup zarfın içinde Dur oynaşma fenerbahçe, azcık kalsın içinde Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 5. Fenermiş onun adı, severmiş büyük malı Ne yapsın yavru serçe alışmış koca .ike Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 6. Gittik biz kadiköye, koyduk fenerbahçeye Bakirelik gidince, düştü genel evlere Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 7. Fener demek g.t demek, herkese veren demek Bizim başımız kel mi, bize de vermen gerek Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 8. Fenerim kapı gibi, aspirin hapı gibi Akşamda

Kırık Kalpler Bankası

İhvanımız sormuş bize Demiş kimdir muradınız Biz gizleriz, açık olmaz Kendin açar, muradımız Sözü nefesten uçuran Aslanı kafesten kaçıran Kalbi, tertemiz getiren Odur bizim muradımız Hırsız iken çalmam desin Âlim iken bilmem desin Aşık olsun, sevmem desin Budur bizim muradımız