Bütün çağların trajedisi bu, ku-ya-ra: kumda yatma rahatlığı. a-da-ko: ağaç dalı kompleksi. kuyara, alışılmış tatların sürüp gitmesindeki rahatlıktır. Düşünmeden uyuyuvermek. Biteviye geçen günlerin rahatlığı. Ya adako ? Ağaç dalındaki gövdeden ayrılma eğilimini fark ettin mi bilmem? Hep öteye öteye uzar. Gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. Özgürlüğe susamışlıktır. Buna ben 'ağaç dalı kompleksi' diyorum. Genç hastalığıdır. kuyara çoğunlukla dişidir, adako ise erkek. Ağaç dalı kompleksine tutulmuş kişi tedirgindir. kuyara ise daima emin... kuyara insanları toprağa dönüşür, ancak adako insanları hiçbir zaman atmosfere karışamazlar. Ölüm paklamaz onları. Ölüm bir tek kuyara insanlarını paklar. Toprak olurlar. adako insanları doğanın zorla kendine katmaya çalışmasına isyan ederek yaşarlar. Topraktan öteye gitmek isterler tüm yaşamları boyunca, ancak ne yazıktır ki yaşamlarının son deminde toprağa düşerler. Gözleri açık ölür bu insanlar. Gökyüzüne bakarlar....