Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

test öncesi

* 4p: product, price, place, promotion * Turuncu-mor fark etmez, Fener koyar affetmez. * We live only to discover beauty. All else is a form of waiting. * Yıpranmamış hayatlar büyük hüzünler bekler... * Şimdi değilse ne zaman? Ben değilsem kim? Burda değilse nerde? * Kral olsan ne yazar, girecegin 2 metre mezar... * Kimsenin parada gözü yok. Herkesin gözü paranın alabileceği şeylerde. * Beer is living proof that God loves us and wants us to be happy. * A$k olunca konu, gelmiyo sohbetin sonu. * Silemiosan karalıcaksın. * Ona bakmaya kıyamamak mı, yoksa bakıp da doyamamak mı Aşk... * Hayatı tesbih yaptım, bazen çekiyorum bazen sallıyorum... * Atatürk'ün gözlerindeki ışık bize yeter ampule ihtiyacımız yok ! * Bir düşün niye geldik bugüne diye Kimlerin sözüne gittik genç ömrümüzde Yüz göz olduk yar seninle Sözümüzü esirgemez olduk. Gençliğimi geri verseler Bu kez en çok kendimi severim Veririm o yari de Kime sevdirirse sevdirsin Kimi öldürürse öldürsün Kimi güldürürsü güldürsün Umurumd

new start

* Okuldaki tüm kaşarları kantinciye versek 10 yıl tost yapar. * Kaşarlar erisin diye küresel ısınmaya tam destek. * Uykum gibi gelsene. * Let there be bread. World Food Day 16th October * Tenefüs zilini hesaplamaktan matematiğimiz gelişti. * Dışımıza vurulan boya zamanla içimize işler. * Sonbaharda Eymir.. Eymir'de sonbahar * Hakkımda bilgin yoksa fikrin de olmasın. * Sınavda Kopya Alın-Verin Eğitime Can Verin * Gökler ve yeri elma farzet ki, Allah'ın kudret ağacından yetişir. Sen elmanın içindeki kurt gibisin. Ne ağaçtan haberin var, ne bahçıvandan. Elmayı del çık da etrafına bak. Hz. Mevlâna * Haddin mi ki beni durdur * Dost dost diye nice nice sineğe sarıldım. Benim sadık yarim, karafatmadır. * Baskalarını sık sık affedin, ama kendinizi asla. Publilius Syrus * Ay ışığına sarılıyor. Gün ışığını saklıyor. Geçmişte doğan gereksizliklerin içinden akıyor. Kelebeğin kanadında umarsızlık, toprağı çatlatarak uzaklaşıyor. Sonsuzluk için ruhum yeniden diriliyor. * Kopya Çekmek Sanattı

Cemal Safi - Benim Adım Aşk - Tek Hece

Var mı beni içinizde tanıyan Yaşanmadan çözülmeyen sır benim Kalmasa da şöhretimi duymayan Kimliğimi tarif etmek zor benim Bülbül benim lisanımla ötüştü Bir gül için canevinden tutuştu Yüreğime Toroslardan çığ düştü Yangınımı söndürmedi kar benim Niceler sultandı kraldı şahtı Benimle değişti talihi bahtı Yerle bir eyledim taç ile tahtı Akıl almaz hünerlerim var benim Kamil iken cahil ettim alimi Vahşi iken yahşi ettim zalimi Yavuz iken zebun ettim Selim’i Her oyunu bozan gizli zor benim Yeryüzünde ben ürettim veremi Lokman Hekim bulamadı çaremi Aslı için kül eyledim Kerem’i İbrahim’in atıldığı kor benim Sebep bazı Leyla bazı Şirin’di Hatrım için yüce dağlar delindi Bilek gücüm Ferhat ile bilindi Kuvvet benim kudret benim fer benim İlahimle Mevlana’yı döndürdüm Yunusumla öfkeleri dindirdim Günahımla çok ocaklar söndürdüm Mevladanım hayır benim şer benim Benim için yaratıldı Muhammet Benim için yağdırıldı o rahmet Evliyanın sözündeki muhabbet Enbiyanın yüzündeki nur benim Kimsesizim hısm

veda havası

Şiir: Yusuf Hayaloğlu Müzik: Ahmet Kaya Vakit tamam, seni terk ediyorum Bütün alışkanlıklardan öteye Yorumsuz bir hayatı seçiyorum Doymadım inan, kanmadım sevgiye. Korkulu geceleri sayar gibi Birdenbire bir yıldız kayar gibi Ellerim kurtulacak ellerinden Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi. Aşk sabitti gülse hiç dermedik Bul kendine kuytularda hadi dal Seninle bir bütün olabilirdik Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal Hoşçakal canımın içi, hoşçakal Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal. Vakit tamam seni terk ediyorum Bu incecik bir veda havasıdır Parmak uçlarına değen sıcaklık İncinen bir hayatın yarasıdır. Kalacak tüm izlerin hayatımda Gözümden bir damla yaş aktığında Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan Kan tarlası gelincik şafağında. Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım Vur kendini korkularda hadi al Sen bir suydun sen bir ilaçtın Hoşçakal canımın içi, hoşçakal Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal. **************

seni sevmek

Habersiz olsan da, Duymasan da feryadımı, Görmesen de göz yaşlarımı Seviyorum seni Seviyorum seni Biliyorum, gecenin koynunda yalnız yürüyüşlerim bitmeyecek Biliyorum Uzanan ellerim, Ellerine değmeyecek Biliyorum Sen bir rüyasın, hayalsin bana... Kıyılarıma yaklaşmayan bir yelkenli Üşüyen ellerimi ısıtmayacak bir güneşsin Yine de yine de yine de Daima seveceğim seni Seni sevmek acıların içinde tat zerresi Seni sevmek karanlıkta mum alevi Seni sevmek hem kanatmak yüreğimi Hem de iyileşir diye yaraya tuz ekmek gibi Anla Seni sevmek umut bana Seni sevmek son istasyonda Son nefeste seni beklemek **************

tekrar sevebilirim....

* Domuz pişmemiş tava - Akıl değmemiş kafa... * Seninleyken bir nehrin akıntısına kapılmış gibi hissediyorum kendimi, kıyıya çıksam üşüyecekmiş gibi, suda kalsam boğulacakmışım gibi. Kalbimle aklım sürekli çatışıyor. Kontrol bende olmuyor. Artık bıraktım dilediğin yere sürükle beni. * Kanaat, zanaatten iyidir. * İster sev ister sevil, hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. * Hep sol hep saha. * ulu manita * Esegi her koyde, aslani Kadikoy'de... * Bulut mu yıldızı kaplıyor karanlık mı? Ruhum mu sana, ben mi? Deliriyorum mu, unutkanlığım mı ölü? Gözlerim artık ışığa bakamıyor, kalbim kana aç, uykularım donuk soğuk. Ölümle yaşama durmadan değiyor sarkaç. Düşüncesiz sığnakta soğuk ama tek nefes ve tek soluk, Eski ve yeni karışık ama donuk, Asla dedikçe koşsar ölümüne aşk, En çok sevdiğine dokunup yıldızlaşır. Uzak ama herkesi unutup Sabah açılır güneş pencerenden içeri girer mutluluk, Hiç düşünmediğin bir zamana akar yolculuk. Bu Tanrının ufalayıp üzerimize üfl

Aziz Nesin - Bir Kadını Ağlatmak

Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya. En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli… Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir m

gitmem

* Geri sayim sen dogdugunda basladi. Eger (9) canli bile olsaydin en fazla (8) kez kacabilirdin olumden. Bil ki (7) duvele sultan bile olsan, yerin(6) mekân olacak sana. En fazla (5) metre kumas goturebileceksin. Kapatacksin (4) acsan da gozlerini bu (3) gunluk fani dunyada. Azrail gelince (2) kat olup da yalvarsan da nafile. Ecel geldiginde (1) gun mutlaka oleceksin. Iste o an her sey (0)dan baslayacak. Cunku olum bir yok olus degil, yeniden dogustur! * Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır. Einstein * Ağzına bi fitil taksak 15 gün yanarsın. * Edison elektriği buldu, faturasını biz ödüyoruz. * Bir tane yumurta dolleyebilmek icin neden milyonlarca sperm üretiyorsunuz biliyor musun? Çünkü bir tanesi bile durup yol sormuyor. 1 Kadın 1 Erkek * no 1 2 trust * Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha... * Bazı erkekler kadınları anlamaya çalışır; diğerleri ise kendilerini daha basit olaylara adarlar. Mesela görelilik kuramına. Einstein