Ana içeriğe atla

Sorun Bendeymiş - Pink Freud 2

* Beklemediğim bir cümle kurdu bana, cümle haline gelmiş bir kelime, kelime haline gelmiş bir makas. Kesti attı bir anda: "Bitti."

* Valla öyle görünüyor...
- Biraz daha iyi bak, belki o görünen ebenin amıdır.

* Çalışmaktan, kitaplara gömülmekten aileme ergenlik tribi bileme yapamadım. Farkında bile değildim ki ergenliğe girdiğimin. Göğüslerimin son halini ben matematik çalışırken almış olabilir mesela. 

* Aslında beni bu salaklıkla değil üniversiteye almak, ilkokulu baştan okutsalar olurmuş.

* İnsanın aklının başında olmadığı bir sürü dönem var: Gençlik halleri, aşk halleri, bir yakınını kaybettiğin dönemler. En acısı da yakınında sana yol gösterecek kimse olmadığında okuduğun bir kitaptan, dinlediğin bir parçadan etkilenip hayatına yön vermeye çalışman.

* Ankara'da yabancı olmak bu şehirde yaşamaktan da zormuş. Çünkü o kadar çirkin bir şehirdir ve sizi öylesine acımasızca dışlar ki, canınız çok sıkılır, ilk günden, şehri terk edeceğiniz son güne kadar. İşte tam da bu yüzden, en kolayı Ankara'da aşık olmaktır. Aşk can sıkıntısının panzehiridir; belki Ankara'nın da panzehiridir.

* Kendi aldığın kararları, hayatında var olanlar etkilesin, yokluğuyla seni üzenler değil. Ve asla bir erkek için hayatında büyük bir değişiklik yapma.

* Mehmet Öz için - " O benim ağız tadımı benden iyi mi bilecek ya?"

* Annene söylediğin her kelimeyi ince ince düşün. Anlattığın her şey ileride aleyhine delil olarak kullanılacak.

* Bakkala bile her an eski sevgilinin yeni sevgilisiyle karşılaşacakmışçasına giyinip süslenip öyle git. 

* Milyarlarca insanın yaşadığı bu dünyada hiçbir zaman yalnız olmadığını asla ve asla unutma. Kedilere tükürürken, sümüğünü koltuğun arkasına sürmeye çalışırken yakalanman an meselesi.

* Mimar Sinan pijamanın çıkmış dizlerine - 
"Süleymaniye'nin kubbelerinden bile daha eğimli sizin dizlerinizdeki çıkıntılar sultanım" diye pijamamın paçalarını öperdi rahmetli.

* Diş fırçalamak ve diz izi olmamış eşofman giyinmek işin kolay tarafı da, en zoru yapılmamış gibi görünen makyaj yapmak. "Tipe bak, eve süslenmiş de gelmiş" dedirtmeyecek kadar sade, "Cildindeki kraterlere uzaylılar galaksi kuracak" dedirtmeyecek kadar bakımlı olmak lazım.

* Sanki etrafı saydam bir gaz bulutu sarmış, hatta parfüm dile gelmiş, "Eve kız gelecek diye taşaklarına bile sıktı beni" diye ağlıyor. Parfümü susturup...

* Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçiyor ama biraz da çoraplarının altından geçiyor.
Bir gram toz olmaz mı bir bekar evinde? Bora'nın evinde yok. Gerçi Bora karşımda o kadar mükemmel duruyor ki, toz bulutları, "Böyle bir paşazadeye on adım bile yaklaşmamalıyız" diye düşünüp yollarını değiştirip bizim balkonda birikiyorlar.

* Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçiyorsa, kadının kalbine giden yol da korumacı duyguyu ona güzel bir şekilde hissettiren erkekten geçiyor.

* "Eve gidince ara ama, merak ederim seni." Yok yaaa, merak mı edersin? Eve bırak o zaman hayvan, merak edeceğine. Gecenin o vaktinde kız başıma sağ salim eve varmışım, her şeyi kendi kendime yapmışım işte seni niye arıyorum ki? "Ay canım nasıl merak etti beni, nasıl da düşünceli bir erkekmiş" diye düşünüp, oracıkta donumuzu indirmemizi mi bekliyorlar nedir.

* Bu tip adamlardan kendi annesi de dahil hiçbir kadına yarar gelmez.

* Onu aldatan sevgilisi beni de aldatmış sayılıyor. Erkeklere de yazık, bir kadını aldatıp çevresindeki en az on beş kadının ahını alıyorlar.

* Ulan Bill Gates bile internetin ekmeğini bu kadar yememiştir.

* Beyaz atlı prensler internette takılmıyor, en fazla atın seyisi denk gelir belki sana, o kadar. Fazlası çıkmaz.

* İnternetten birisiyle buluşma söz konusu olduğunda yaşım otomatik olarak elli yaş yükseldiğinden başladım, "Ya seni kaçırırsa, ya tecavüz ederse, ya böbreğini çalarsa?" diye felaket senaryolarını sıralamaya. Şu memlekette toplasan elli tane böbrek çalındıysa elli milyon kere konusu açılmıştır bu konunun.

* Telefon - 
Koca bulacağım derken aşırı radyasyondan geberip gidecek salak.

* 2000'li yıllara gelmişiz, millet uzaya çıkıyor, cep telefonları dünyayı ele geçirecek, bilgisayarlar dile gelip, "Domal ulan" diye emir verecek neredeyse, ama ben emekli memur baba gibi hala mail yazıyorum, cevaplıyorum.

* Sen adamı burnunun dibinde aldat, ama kalk Bill Gates'in bile artık yüzüne bakmadığı Hotmail'de yakalan.

* Dinle tek alakası kurban bayramında fazla fazla et yiyeceğim diye sevinmek olan biriyim ben.

* Gittiğim bir yerde benimle aynı kıyafeti giymiş biriyle karşılaşmak bir, gittiğim yerdeki herkesten farklı giyinmiş olmak iki.

* ilişkide kavga sonrası protokol

* Bir erkek bir kadının ne kadar arkadaşı olabilir ki hem? Sütyenini görene kadar.

* Suyun kaldırma kuvvetine her zaman inanmışımdır! (havuzda oynaşma)

* Nasıl ki sigara içilen ve içilmeyen bölüm olarak ayırıyorlar mekanları artık, çocuklu ve çocuksuz diye de ayırmalılar.

* Ben erkek olsam ve bir kadın bana, "Yok bir şey" dese koşabildiğim kadar uzaklaşır, mağaralara kaçar ve mümkün olduğunda o kadının yanına yaklaşmamaya özen gösterirdim her halde. Çünkü o asık suratıyla, "Yok bir şey" diyen kadının gazabı kadar kötü hiçbir şey yoktur bu dünyada.

* Allah belanı versin Graham Bell. Sen bu telefonu bulmamış olsaydın, benim başıma bunlar hiç gelmeyecekti.

* Erkeğin otoritesini kanıtlamak istediği olaylarda ona karşı çıkmak yerine egosunu okşa. Bırak kendini bir bok sansın, sen kendi işine bakarsın sonra.

* Gitmez lan dondurma o saatte, dişin üşür.

* Regl günlerimi bile benden daha iyi bilir Bora, ayın o dönemlerinde tatlımı eksik etmez, ayak altında pek dolanmaz, her dediğimi onaylar. Bence regl dönemindeki bir kadın, adeta prensesmiş gibi davranan bir erkeğin sırtı asla yere gelmez, kadınsız kalmaz yani.

* banyo sırasında su sıçratma - Van Gölü Canavarı gibi yıkanmılmaz.

* kadınların kilosu hakkında imada bulunma - Erkeklere sünnet olmadan önce bu gerçeği öğretsinler bence.

* Evlilik aşkı değil, cinsel hayatı öldürüyor, bitmiş yatak arkadaşlığı yüzünden kimse birbirine daha fazla tahammül etmek istemiyor.

* Böyle yerler çok acayip, hiçbir şeye ihtiyacı olmasa da böyle teknoloji cenneti yerlerde, "Dur bir kablo alayım bari, götüme sokarım" diye alası geliyor insanın.

* İhtiyacın yokken peşinde, "Buyrun nasıl yardımcı olabilirim" diye kuyruk olurlar, ihtiyacın varken görünmez adam olursun. Zar zor bulduğum görevliye, altına işemiş çocuk mahcubiyetinde derdimi anlatmaya çalıştım.

* İşini nefret ede ede yapan ve benden, işinden çok nefret eden bir görevliyle uğraşınca ukalalık yapamadım tabii ona.

* Bir adamın her şeyine sahip olabilirsin, ama elektronik cihazlarına asla. 

* Eğer patronlar çalışanlarından en yüksek verimi almak istiyorlarsa maaşlarını peşin olarak ödemeliler. İnsanı, hele de alışveriş manyağı bir kadını çalışmak için kamçılayacak, sabahım köründe işe gelmeden önce kuaföre gidip fön çektirecek gücü veren tek şey paradır!

* Anladım ki gelecek kaygısı, ne giyeceğim derdinden çok daha betermiş. Keşke tek derdim, açık renk kotumun altına giyecek uygun tonda ayakkabımın olmayışı olsaymış.

* Düşünme sen benim dediklerimi. Senin o beynin düşünmek için değil, kafan dengede dursun diye var orada.

* Benim ise geleceğe dair tek planım, Mango'daki süet çizmenin indirime gireceği tarihi beklemek.

* Bu ilişkide Bora'nın arabasından sonra en çok gördüğüm ikinci araba kesinlikle ambulanstır.

* Bora'nın annesi tam iki ay boyunca bizimle yaşadı. Yoksa iki yüz yıl mıydı? Tam hatırlayamıyorum şimdi. O dönemler zaman ve mekan algımı çoktan yitirmiştim.

* Kadının oğlunu sevmesi, ona ilgi göstermesi bile bana laf sokarak.

* Bir erkek ile bir köpek yavrusu tıpatıp birbirine benzer. İkisi de yüz verirsen tepene sıçar. Tek fark, yavruyu eğitebilirsin ama bir erkeği asla.

* Erkeklerde salaklıktan daha tahammül edilemez bir şey varsa o da zevksizlik.

* 2 erkeğin dostluğu -
Benden daha büyük memeli kadınlarla savaşmak için dolgulu sütyenlerim, daha uzun boylularla savaşmak için topuklu ayakkabılarım var ama bir erkekle savaşmak zorunda kalacağımı hiç düşünmemiştim bugüne kadar.

* Unutmayın; bir insanın hata yaptığı an, kendine en çok güvendiği andır.

* Bora bu kadar ufak bir şeyden yakalanacak kadar salak bir adam değil. Ama ben yakalayacak kadar şanslıydım.

* Bunu yapanı al, oyuncak bebekle akşama kadar döv. Bitmiş bir evliliğin kurtarıcısı ne bir çocuk olabilir ne de gökten geri dönen İsa. İki kişi arasında biten bir ilişkiyi üçüncü bir canlı asla kurtaramaz. İster çocuk olsun, ister başka bir kadın. Üçüncüler her zaman boktur.

* Ben çocukları sevmiyordum ki. Ölene kadar kendinden önce düşünmen gereken bir canlının yanı başında bulunması fikri henüz çok uzaktı bana. Ve bir de doğum... Dokuz ay boyunca karnının içindeki suda bir yunus gibi yüzen, fasulye gibi büyüyen bir canlı.

* Bu şey iki kişiyle yapılıyor, çalıya çırpıya sürtünerek hamile kalmadım ya, o da üstlenecek bu işin sorumluluğunu yok öyle yağma. Her türlü eziyeti bir kadın çeksin, erkek milleti, "Bana niye söylemedin?" diye trip yapsın, adaletin bu mu dünya?

* Çocuk fikri evin olsa da saçma, düzenin olsa da saçma.

* evlilik -
Devlet onaylı sevişmeler...

* Böyleydi erkekler, kendilerine hiçbir şey ifade etmeyen, yaşama şansları olmadığı olayları hiç önemsemezlerdi.

* Çok sevdiğin bir yemeği her gün yersen ne olmasını beklersin ki? Galiba aşk, en sevdiğin şarkıyı, sabah kalktığın alarm müziği yapmak gibiydi. Ne kadar seversen sev, bir gün mutlaka nefret ediyordun o şarkıdan. Ve nefret ettiğin andan itibaren, ne yaparsan yap, o şarkı senin tatlı uykundan uyandıran kötü bir melodi olarak aklına kazınıyordu. Ben de Bora için bir zamanlar çok sevdiği, o güzel şarkıydım artık...

* Bir şeyi ne kadar özlersen, o kadar arzuluyorsun onu.

* Paramparça olmuş bir şeyi ne kadar güçlü yapıştırmaya çalışırsan çalış yine aynı yerinden kırılır, olmadı; içine koyduğun şeyi sızdırır. O paramparça hayatın içinde ikimiz vardık ve dışarı sızıyor, birbirimizden yavaş yavaş ayrılıyorduk farkında bile olmadan.

* İlişkimiz züccaciye dükkanı olsa, Gizem de o dükkana yavru ve yaramaz bir fil bırakıp gitse bize daha az zarar verebilirdi. 

* İnsan karşısındakine aşık olmasa, hatta onunla evlenmeyi düşünmese bile neden evlenilecek kişi olmadığını merak ediyor. Evlilik olayı başlı başına saçma da, bu teklif meselesi daha da saçma. Evlenme teklif etmeyi erkek tarafı yaptığından, seçen kişi de o oluyor mecburen. Biz kadınlar da koyun gibi seçilmeyi, evlenmeye layık görülmeyi bekliyoruz. Beyefendi düşünecek, kararını verecek, evlenmek için uygun kız olduğumuzu onaylayacak, bizimle evlenmeye lütfedecek, sonra nezaketen gelip bize soracak kuru bir yüzükle. Yok ya, başka derdiniz? Zaten böyle bir aşağılanmayı ben kabul etmem. Sırf bu evlilik teklifi saçmalığına karşı gelmek adına, istesem de teklifi kabul etmem, öyle de cins bir kadınımdır. Ama bu dallama niye bana evlenme teklif etmiyor olabilir ki?

* Beni sevsin istememiştim, beni çok sevsin istemiştim.

* Karşındakini salak yerine koyuyorsan, sen ondan akıllı olacaksın. Zeki olacaksın. Bütün kadınlar yakışıklı, uzun boylu, seksi, komik, aynı zamanda da zeki bir erkekle olmak ister. Bu özelliklerin çoğu bir adamda aynı anda toplanmaz ve mecburen içinden bazı özellikleri seçmek gerekir. Çirkin bir adamla gezerim ama asla kötü sevişmeye tahammül edemem diyenler vardır, beni güldürmeyen erkekle asla işim olmaz diyenler vardır. Bir de benim gibi, erkeğin ille de zeki olması için tutturanlar vardır. İstiyorsa cüce olsun, isterse şişmanlıktan pipisinin nerede olduğunu bile göremesin ama karşımdaki adam zeki olsun. 

* Her gün okuldan gelip, akşama kadar telefonda konuştuğun en iyi arkadaşın, başka okula geçince sessiz sakin görüşmeyi kesersin ya, bizimki de öyleydi işte. Ortada kavga yok, küslük yok. Ama artık hayatının içinde değil her gün onunla konuşmak . Aşkın bitmesi de aynı böyle işte. Ne yaparsan yap, dev bir buzdağı da olsa sevgin, eriyip gitmeye başladığında, yok olmasını sadece izleyebiliyorsun.

* Her ilişkinin sonu boktur. İyi başlayan hiçbir şey güzel bitmez.

* Bir ilişkide alışılmadık değişiklikler varsa, emin olun aldatılıyorsunuz.

* Gregor Samsa, bir sabah uyandığında kendini bir böcek olarak buldu. 
Bense o sabah uyandığımda eski sevgili olarak buldum kendimi... Eminim Gregor Samsa, içine düştüğü duruma benim kadar şaşırmamış, üzülmemiştir. 
Dört yıllık ilişkimin sona erdiğini bir telefon mesajıyla öğreneceğime, böcek olarak uyanmayı tercih ederdim.

* Dört yıl boyunca gül, ağla, kavga et, seviş, delir, hayata karşı birlikte dur, film izle, kitap oku, boklu donunu gör, pedini görsün, ayaklarının nasıl koktuğunu bile bil, ama ayrılırken sana hayatında başarılar dilesin.

* Beni öldüren bir adama ne diyebilirdim ki; en fazla kusursuz bir cinayet işlediği için tebrik edebilirdim.

* Her gece yatarken dua etmek yerine ona küfür ettim, sonra da ona hala köpek gibi aşık olduğum için kendime... Dualarım işe yaramamıştı, küfürlerim de yaramadı.

* Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi

*

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ekinler dize kadar

1. Ekinler dize kadar, fener gel bize kadar Sana bir şey göstersem, kasıktan dize kadar Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 2. Çıktım taşın üstüne, açtım bacaklarımı Altımdan geçen fener, yesin ta.aklarımı Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 3. Portakal soyulur mu, tadına doyulur mu Fener sana bi koysam, fizandan duyulur mu Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın.. 4. Mektup mektup içinde, mektup zarfın içinde Dur oynaşma fenerbahçe, azcık kalsın içinde Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 5. Fenermiş onun adı, severmiş büyük malı Ne yapsın yavru serçe alışmış koca .ike Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 6. Gittik biz kadiköye, koyduk fenerbahçeye Bakirelik gidince, düştü genel evlere Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 7. Fener demek g.t demek, herkese veren demek Bizim başımız kel mi, bize de vermen gerek Al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın... 8. Fenerim kapı gibi, aspirin hapı gibi Akşamda

Kırık Kalpler Bankası

İhvanımız sormuş bize Demiş kimdir muradınız Biz gizleriz, açık olmaz Kendin açar, muradımız Sözü nefesten uçuran Aslanı kafesten kaçıran Kalbi, tertemiz getiren Odur bizim muradımız Hırsız iken çalmam desin Âlim iken bilmem desin Aşık olsun, sevmem desin Budur bizim muradımız