Ana içeriğe atla

Kayıtlar

new start

* Okuldaki tüm kaşarları kantinciye versek 10 yıl tost yapar. * Kaşarlar erisin diye küresel ısınmaya tam destek. * Uykum gibi gelsene. * Let there be bread. World Food Day 16th October * Tenefüs zilini hesaplamaktan matematiğimiz gelişti. * Dışımıza vurulan boya zamanla içimize işler. * Sonbaharda Eymir.. Eymir'de sonbahar * Hakkımda bilgin yoksa fikrin de olmasın. * Sınavda Kopya Alın-Verin Eğitime Can Verin * Gökler ve yeri elma farzet ki, Allah'ın kudret ağacından yetişir. Sen elmanın içindeki kurt gibisin. Ne ağaçtan haberin var, ne bahçıvandan. Elmayı del çık da etrafına bak. Hz. Mevlâna * Haddin mi ki beni durdur * Dost dost diye nice nice sineğe sarıldım. Benim sadık yarim, karafatmadır. * Baskalarını sık sık affedin, ama kendinizi asla. Publilius Syrus * Ay ışığına sarılıyor. Gün ışığını saklıyor. Geçmişte doğan gereksizliklerin içinden akıyor. Kelebeğin kanadında umarsızlık, toprağı çatlatarak uzaklaşıyor. Sonsuzluk için ruhum yeniden diriliyor. * Kopya Çekmek Sanattı

Cemal Safi - Benim Adım Aşk - Tek Hece

Var mı beni içinizde tanıyan Yaşanmadan çözülmeyen sır benim Kalmasa da şöhretimi duymayan Kimliğimi tarif etmek zor benim Bülbül benim lisanımla ötüştü Bir gül için canevinden tutuştu Yüreğime Toroslardan çığ düştü Yangınımı söndürmedi kar benim Niceler sultandı kraldı şahtı Benimle değişti talihi bahtı Yerle bir eyledim taç ile tahtı Akıl almaz hünerlerim var benim Kamil iken cahil ettim alimi Vahşi iken yahşi ettim zalimi Yavuz iken zebun ettim Selim’i Her oyunu bozan gizli zor benim Yeryüzünde ben ürettim veremi Lokman Hekim bulamadı çaremi Aslı için kül eyledim Kerem’i İbrahim’in atıldığı kor benim Sebep bazı Leyla bazı Şirin’di Hatrım için yüce dağlar delindi Bilek gücüm Ferhat ile bilindi Kuvvet benim kudret benim fer benim İlahimle Mevlana’yı döndürdüm Yunusumla öfkeleri dindirdim Günahımla çok ocaklar söndürdüm Mevladanım hayır benim şer benim Benim için yaratıldı Muhammet Benim için yağdırıldı o rahmet Evliyanın sözündeki muhabbet Enbiyanın yüzündeki nur benim Kimsesizim hısm

veda havası

Şiir: Yusuf Hayaloğlu Müzik: Ahmet Kaya Vakit tamam, seni terk ediyorum Bütün alışkanlıklardan öteye Yorumsuz bir hayatı seçiyorum Doymadım inan, kanmadım sevgiye. Korkulu geceleri sayar gibi Birdenbire bir yıldız kayar gibi Ellerim kurtulacak ellerinden Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi. Aşk sabitti gülse hiç dermedik Bul kendine kuytularda hadi dal Seninle bir bütün olabilirdik Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal Hoşçakal canımın içi, hoşçakal Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal. Vakit tamam seni terk ediyorum Bu incecik bir veda havasıdır Parmak uçlarına değen sıcaklık İncinen bir hayatın yarasıdır. Kalacak tüm izlerin hayatımda Gözümden bir damla yaş aktığında Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan Kan tarlası gelincik şafağında. Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım Vur kendini korkularda hadi al Sen bir suydun sen bir ilaçtın Hoşçakal canımın içi, hoşçakal Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal. **************

seni sevmek

Habersiz olsan da, Duymasan da feryadımı, Görmesen de göz yaşlarımı Seviyorum seni Seviyorum seni Biliyorum, gecenin koynunda yalnız yürüyüşlerim bitmeyecek Biliyorum Uzanan ellerim, Ellerine değmeyecek Biliyorum Sen bir rüyasın, hayalsin bana... Kıyılarıma yaklaşmayan bir yelkenli Üşüyen ellerimi ısıtmayacak bir güneşsin Yine de yine de yine de Daima seveceğim seni Seni sevmek acıların içinde tat zerresi Seni sevmek karanlıkta mum alevi Seni sevmek hem kanatmak yüreğimi Hem de iyileşir diye yaraya tuz ekmek gibi Anla Seni sevmek umut bana Seni sevmek son istasyonda Son nefeste seni beklemek **************

tekrar sevebilirim....

* Domuz pişmemiş tava - Akıl değmemiş kafa... * Seninleyken bir nehrin akıntısına kapılmış gibi hissediyorum kendimi, kıyıya çıksam üşüyecekmiş gibi, suda kalsam boğulacakmışım gibi. Kalbimle aklım sürekli çatışıyor. Kontrol bende olmuyor. Artık bıraktım dilediğin yere sürükle beni. * Kanaat, zanaatten iyidir. * İster sev ister sevil, hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. * Hep sol hep saha. * ulu manita * Esegi her koyde, aslani Kadikoy'de... * Bulut mu yıldızı kaplıyor karanlık mı? Ruhum mu sana, ben mi? Deliriyorum mu, unutkanlığım mı ölü? Gözlerim artık ışığa bakamıyor, kalbim kana aç, uykularım donuk soğuk. Ölümle yaşama durmadan değiyor sarkaç. Düşüncesiz sığnakta soğuk ama tek nefes ve tek soluk, Eski ve yeni karışık ama donuk, Asla dedikçe koşsar ölümüne aşk, En çok sevdiğine dokunup yıldızlaşır. Uzak ama herkesi unutup Sabah açılır güneş pencerenden içeri girer mutluluk, Hiç düşünmediğin bir zamana akar yolculuk. Bu Tanrının ufalayıp üzerimize üfl

Aziz Nesin - Bir Kadını Ağlatmak

Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya. En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli… Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir m

gitmem

* Geri sayim sen dogdugunda basladi. Eger (9) canli bile olsaydin en fazla (8) kez kacabilirdin olumden. Bil ki (7) duvele sultan bile olsan, yerin(6) mekân olacak sana. En fazla (5) metre kumas goturebileceksin. Kapatacksin (4) acsan da gozlerini bu (3) gunluk fani dunyada. Azrail gelince (2) kat olup da yalvarsan da nafile. Ecel geldiginde (1) gun mutlaka oleceksin. Iste o an her sey (0)dan baslayacak. Cunku olum bir yok olus degil, yeniden dogustur! * Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır. Einstein * Ağzına bi fitil taksak 15 gün yanarsın. * Edison elektriği buldu, faturasını biz ödüyoruz. * Bir tane yumurta dolleyebilmek icin neden milyonlarca sperm üretiyorsunuz biliyor musun? Çünkü bir tanesi bile durup yol sormuyor. 1 Kadın 1 Erkek * no 1 2 trust * Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha... * Bazı erkekler kadınları anlamaya çalışır; diğerleri ise kendilerini daha basit olaylara adarlar. Mesela görelilik kuramına. Einstein

Ey Aşkın Binbir Başlı VaV Hâli!

Ey sonsuz kavram Gaflet vaktinde Gel gönlümün üstüne Usta bir hattatım ben Aşkı çizerim mekânlara Aşk sığmaz ki bu ummana Vav olur gözlerimiz Bürünürüz canlara Bir seyyah gibi Gelip göçen, göçüp giden Bu mekândan mekân’a Demem o ki Tarifini yapamam ben imkâna Bir hattatım Zamana vav çizmekteyim Hilal’in dolunaya Dolunayın hilal’e dönüştüğü zamana… Ve mahlukat! Nefes nefes aşk çekerken Mevla’ya Üstümde aşk kokusu var Yaşadıkça beni yontar Ve benzetir insana Elimde vav Gönlümde vav Gözümde vav Dem dem vav kesilirim Beni insan yapana... Ey kalbimden geçeni bilen Allah’ım! “Kulum” de kâfi bana İster nârına garket İster nuruna ….. Mehmet Ekici *********** İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır. İnsan iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölmüştür. İnsan iki büklüm olunca rahat eder ana karnında. Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında? ***********

KIZILDERİLİDEN TEK KELİMELİK HAYAT DERSİ

Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri hayat, aşk ve evlilik üzerine konuşurken şunları söylüyor: "İçimizde iki kurt var ve bunların arasında da korkunç bir savaş. Kurtlardan biri; korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibiri, kendine acımayı, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, üstünlük taslamayı ve bencilliği temsil ediyor. Diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu, paylaşmayı, cömertliği, dinginliği, alçak gönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor." Gençlerden biri "hangi kurt kazanacak?" diye soruyor ve yaşlı adam kısaca cevap veriyor: "Beslediğiniz." *******************

Bir Gül Alabildin Mi?

Ne görüp geçirdin ey insanoğlu, Şu fani Dünya'ya doyabildin mi, Bunca çaba, bunca uğraş boşuna, Kefenden gayri mal alabildin mi. Sağlığında ocağını yaktılar, Öldüğün gün koru duman yaptılar, Tabutun ardından ağıt yaktılar, Bu Dünya'dan bir ders alabildin mi. Bahar sandın çoğu zaman kışları, Zafer sandın çıktığın yokuşları, Gözünde sakladın kanlı yaşları, Dünya'dan bir murat alabildin mi. Belki ağa oldun, belki de paşa, Belki muhtaç oldun bir kuru aşa, Kim bilir bir ömür düştün ateşe, Bu Dünya'dan bir tat alabildin mi. Dünya'dan, konan göçüyor, Her ömür bir mevsim gelip geçiyor, Gönül bahçeleri güller açıyor, Her gönülden bir gül alabildin mi. Tayyip Sağ *************

sel sonrası&öncesi

* brand recognition, demand and supply gap, competition eating into your market share, restriction for entering new markets * Bilimsiz din kör, dinsiz bilim ise topaldır. Einstein * ehven-i şer * Bugün kiminle sevişsem yarın cenazesindeyim. * Suskunluğumu hafife alma, konuşursam ağır gelir kaldıramazsın. * Daha zeki olmanin tek yolu daha zeki olan bi rakiple oynamaktir! (satranç-temel kural) * En yeni şeyler unutulmuş şeylerdir. * Anlık zevklere dönüşen aşklara inat, inadına manitasız hayat. * İyilik mukemmelliğin düşmanıdır. * Duvara dayanma yıkılır, insana güvenme ölür. * Ya tutulacak kadar yakın ol ya da unutulacak kadar uzak... * Mutluluk insanı tatlı yapar. Başarı ışıltılı. Zorluklar güçlü. Hüzün insanı insan yapar, yenilgi mütevazı. Tanrı'ya asla 'Neden ben' diye sormayın. Ne olacaksa olur. Arthur Ashe * Dumanlı bir kasım akşamı bulutlar havada salkım salkım Günlerden Cuma ya da cumartesi saat sıfır dört otuz dolayları Ay girdi penceremden içeri saçları kirli sarı yok

7 Ölümcül Günah

> *İlkesiz siyaset *(Politics without Principal) > *Emeksiz zenginlik *(Wealth without Work) > *Vicdansız haz *(Pleasure without Conscience) > *Niteliksiz bilgi *(Knowledge without Character) > *Ahlaksız ticaret *(Commerce without Morality) > *İnsaniyetsiz bilim *(Science without Humanity) > *Özverisiz ibadet *(Worship without Sacrifice) Gandi ************

dodo yolda

* Pekmez dediği tortu, bayram dediği yortu. * false memory * Kıyı kıyı yüze yüze Asım, geze geze göre göre Asım. Kutsal Damacana * Değer verdik yeteri kadar şimdi herkes ederi kadar. * Hayatımdaki insanların yeri belli. Kiminin altı kiminin üstü çizgili. * Bir aynaya baktığımda gördüğüme güvenirim, bir de başımı yukarı kaldırdığımda göremediğime... * Yaşamın en iyi yanlarından birisi de, en iyinin dışında birşey kabul etmeyenlere, genellikle en iyiyi vermesidir. Somerst Maugham * Fenerbahçe'yi tutacağıma, nefesimi tutar ölürüm daha iyi. * Atatürk'ün sarhoşken kurdu dediğiniz Cumhuriyeti, ayık halinizle yönetemediniz. * Einstein: Gerçekleri açıklamak istiyorsan zerafeti terziye bırak. * Nerde o eski aşklar; artık mecnun küpeli, leyla kaşar! * Tagore: Zor olan dost uğruna ölebilmek değil, uğruna ölünebilecek dost bulmaktır. * kişisel yıldız vs işlevsel yıldız * Ölü bir atın sırtında olduğunu hissettiğin an en iyi strateji aşağı inmektir. * Sen bunu bir düşün bu benim düşüm. * Tod

neden ben??

Efsane Wimbledon'un ilk zenci Şampiyonu Arthur Ashe kan naklinden kaptığı AIDS'ten ölüm döşeğindedir. Hayranlarından biri sorar; - Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti? Arthur Ashe cevap verir; - Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar, 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir, 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50'si Wimbledon'a kadar gelir, 4'ü yarı finale, 2'si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı'ya 'Neden ben?' diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, Tanrı'ya nasıl 'Niye ben?' derim?. Mutluluk insanı tatlı yapar. Başarı ışıltılı.. Zorluklar güçlü.. Hüzün insanı insan yapar, yenilgi mütevazı. ****************************

incelik

Bir adam kötü yoldan para kazanip bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektas Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektas Veli'ye anlatır ve Hacı Bektas Veli: - 'Helal değildir' diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise; bu hediyeyi kabul eder. Adam ayni şeyi Hacı Bektas Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Mevlana söyle der: - Biz bir karga isek Hacı Bektas Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir. Adam üşenmez kalkar Hacı Bektas dergâhı'na gider ve Hacı Bektas Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektas Veli'ye

NE ÖĞRENDİM BİLİYOR MUSUNUZ?

Geniş ve rahat olmayı öğrendim. Ölümün dışında hiçbir şey göründüğü kadar önemli ve acil değil. Coşkulu ve neşeli olmadığım zaman bunun hiç kimsenin suçu olmadığını ve gülümsemem gerektiğini öğrendim. Cesur olmayı, değilsem bile öyle davranmayı öğrendim. Nasılsa arada ki farkı kimse anlamıyor. Cazibemle 15 dakika idare edebildiğimi, ondan sonra mutlaka bilmem gereken bir şeyler olduğunu öğrendim. Hiç kimsenin sır saklamadığını öğrendim. Çünkü herkes birine söylemek ihtiyacı hissediyor. Yanıtını bilmediğim ve emin olmadığım konularda bilmiyorum demenin daha faydalı olduğunu öğrendim Ağzımı kapalı tuttuğumda fazla hata yapmadığımı öğrendim… Başarıya çıkan bir asansör olmadığını, tırmanmak gerektiğini öğrendim… İnsanların bana sadece ben izin verdiğim şekilde davranabildiklerini öğrendim… Kıskançlığın mutluluğun düşmanı olduğunu ve mutlu olmak için başkalarına güvenmenin sonsuza kadar hayal kırıklığı getirdiğini öğrendim… İnsanların kendinden daha az başarılı insanlarla başarısını, mutsuz

Duydum ki Bizi Bırakmaya Azmediyorsun Etme

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı Ey hır

MURPHY YASALARI

* Murphy'nin altın kuralı: Altını olan kuralı koyar. * İlk yanlış sadece bir başlangıçtır. * Hiç bir şey göründüğü kadar kolay değildir. * Her şey, düşünüldüğünden daha fazla zaman alır. * Ters gidebilecek her şey ters gider. * Birkaç şeyin ters gitmesi olasılığı varsa, en fazla zarar verecek olan en önce ters gider. * Bir şeylerin ters gitmesi mümkün değilse bile, gene de ters gider. * Eğer herhangi bir işin kötü gitmesi için dört yol bulunduğunu görür ve her biri için gerekli tedbirleri alırsanız, beşinci bir yol gelişip ortaya çıkar. * Olaylar kendi hallerine bırakıldıklarında, kötüden daha kötüye giderler. * Her şey yolundaysa, mutlaka bir şeyler gözünüzden kaçmıştır. * İlk denemede başarılı olamazsan, denediğini gösteren bütün kanıtları yok et! * Bir şey yapmanız gerektiği zaman, öncelikle başka bir şey yapmanız gerekir. * Her çözüm yeni problemler doğurur. * Başarı daima yalnızken gelir, başarısızlık herkesin içinde. * Doğruysan kimse hatırlamaz, yanlışsan kimse unutmaz. * Ko

dodo yok

* Bir izin peşinde... * Kadın yattıkça sever, erkek yattıkça soğur. * Apartman gülünün reçeline ekmek batırıp yedi. Pucca * (oruç) İyi niyetliyim... * Türk insanı para gibidir. İçine ışık tut, Atatürk yoksa sahtedir. * Yerin kulağı vardır, benim de kulağım var. Ben yer miyim? Yemem! * I don't have a soul. I have a software. * There are two types of people in this world, good and bad. The good sleep better, but the bad seem to enjoy the waking hours much more. Woody Allen * tayyipsiz hava sahası * Of all the things I've lost, I miss my mind the most. * Around the hero everything becomes a tragedy; around the demigod everything becomes a satyr-play; and around god everything becomes — what? perhaps a "world"? * y? * Şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize Sen zehri şeker şekeri zehrediyorsun etme. Mevlana * Göz kırptığım renkten, kulak verdiğim sesten, affet senden habersiz aldığım her nefesten. * Köpekler istedi diye, atlar ölmez. * Gitgide makas daralıyor. * Beni

Is hell exothermic or endothermic?

HELL EXPLAINED BY A CHEMISTRY STUDENT The following is an actual question given on University of Washington chemistry mid- term. Bonus Question: Is Hell exothermic (gives off heat) or endothermic (absorbs heat)? Most of the students wrote proofs of their beliefs using Boyle's Law (gas cools when it expands and heats when it is compressed) or some variant. One student, however, wrote the following: First, we need to know how the mass of Hell is changing in time. So we need to know the rate at which souls are moving into Hell and the rate at which they are leaving. I think that we can safely assume that once a soul gets to Hell, it will not leave. Therefore, no souls are leaving. As for how many souls are entering Hell, let's look at the different religions that exist in the world today. Most of these religions state that if you are not a member of their religion, you will go to Hell. Since there is more than one of these religions and since people do not belong to more than one

d is very very extraordinary

* En büyük ahlaksızlık, ahlaklı olmaktır. * Management is doing things right; leadership is doing the right things. Peter Drucker The first one needs thinking. The second one needs creative thinking. * Tatil kolonya gibidir: İlk başta ferahlatır, ama sonra uçup gider. * Hoşça bak zatına kim zubde i alemsin sen. Şeyh Galip * Kimse dağlara takılıp düşmez. Ufak şeyler dengenizi bozar. * Talent does what it can; genius does what it must. * Hayat 3 ile 4 arasındadır. Ya 3.5 atarsın ya da 4-4 lük yaşarsın! * Her akıllı insan hayatın güzel bir şey olduğunu, amacının da mutlu olmak olduğunu bilir ama sonra yalnızca aptallar mutlu olur. * fashion resistant * inçik pançik * Para nerde? Adamlar nerde? Araba nerde? * 4 dua biliyorum: 3 kulhu 1 elham. * tüfek bakımı * Kaz sürüsü değilse... * *****************

dodo'yu beklerken

* Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras ve bilgi gibi şeref yoktur. * Aklımın ipinin ucu da kaçmış, timsah katreleri boşalsın Bir iki damla hiç değersiz Hüzün ve kaderin pençesinde bir dev nam-ı değersiz Gece-gündüz ömürden yontar dünya dönmez yarensiz * Aşk olmadan bi kadın sevilemez. İnsanın gözünün kör olması lazım bi kadını sevebilmesi için; işte aşk bu körlüğü bize veriyor. Gerçi ben kör olmayı başaramadım, hatta üstüne daha iyi görebilmek için gözlük kullanıyorum. Erkekle kadın arasındaki fark: Erkek, cinsel olarak tatmin olduktan sonra kadına ihtiyaç duymazken; kadın, tatmin olduktan sonra erkeğe ihtiyaç duyar. Bizlerin seks sonrası götü devirip uyumamızın nedeni işte budur. Aşk, her zaman osuruk gibi dağılıp gitmeye mahkumdur. Bunu görebilmek için biraz insanı anlamak yeter. Aşk aptalların işidir. Kendi değerini bilemeyip, değerini kalibre ettireceği birini hayatına sokan zayıf insanların işidir. * Duvarın ardında duranla rüzgarın şiddetini asla bilemezler. *

stres yönetimi

Profesör öğrencilerine stres yönetimi konusunda ders veriyordu. Su dolu bir bardağı kaldırıp dinleyicilere sordu, "Sizce bu su dolu bardağın ağırlığı ne kadardır?" Cevaplar 20 gram ile 500 gram arasında oldu. Bunun üzerine profesör şöyle dedi: "Gerçek ağırlık fark etmez. Bardağı elinizde ne kadar süreyle tuttuğunuza göre değişir. Eğer bir dakikalığına tutarsam, problem yok. Bir saatliğine tutarsam, sağ kolumda bir ağrı oluşacaktır. Bir gün boyunca tutarsam, ambulans çağırmak zorunda kalırsınız. Ağırlığı aynıdır ama ne kadar uzun tutarsanız o kadar ağır gelir size." "Eğer sıkıntılarımızı her zaman taşırsak, er ya da geç taşıyamaz duruma geliriz, yükler gittikçe artarak daha ağır gelmeye başlar. Yapmanız gereken bardağı yere bırakıp bir süre dinlenmek ve daha sonra tekrar tutup kaldırmaktır." Yükümüzü arada bırakmalı tekrar tazelenip dinlendikten sonra yolumuza devam etmeliyiz. İşten eve döndüğünüzde, iş sıkıntınızı dışarıda bırakın. Evinize taşımayın. Yarın

cimcimeynen

* Rowing is life. Results are just details. * Mezarında kurtlar kaynasın. * Kendimle barışığım. Senin yerinde olsam kendime küserim bi daha da barışmam. * Senin tipin olabilmem için tipsiz olmam lazım. * Şeref siz misiniz? * Sbs açıklanmadı mı? Siz hala seviyesiz misiniz? * Who looks outside, dreams. Who looks inside, awakens. * Bir delik için bir kadının bir sap için bir erkeğin kahrı çekilmez. * Yağmur ne kadar çok yağarsa yağsın eğer açtığın şemsiye büyükse ıslanmazsın. * Bir kez gördüğümüz ve bir daha göremeyeceğimiz tek şey 'GEÇMİŞ', bir kez görüp bir daha göremeyeceğimiz tek şey ise 'GELECEK'tir. * Koşmana rağmen gidemiyorsan önce ayaklarının olduğundan emin ol. * En büyük yaraları kendinizi en çok savunduğunuzda alıyorsunuz, en büyük budalalıkları en akıllıca davrandığınızda yapıyorsunuz, en güçlü olmayı en çok korktuğunuzda istiyorsunuz ve mutluluk hep uzaklarda kalıyor. * Born to raise hell, born to raise hell! We know how to do it and we do it real well! * Kar

'Çöp Kamyonu Kanunu'

Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı. Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim farkıyla kurtuldu. Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı. Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Ve gerçekten çok arkadaşçaydı. Sordum: 'Neden bunu yaptığınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti.' Taksi şoförü bana, simdi 'Çöp Kamyonu Kanunu' dediğim şeyi öğretti. Şoför pek çok insanin çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı. Her tarafta çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular. Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktak

MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun. Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikâyet ölümden olsun. Cahit Sıtkı TARANCI ***********

ekip

Einstein * Sadece iki şey sınırsızdır, evren ve insanoğlunun ahmaklığı, ilkinden o kadar da emin değilim. * Sağduyu 18'inize kadar edindiğiniz önyargılar toplamıdır. Schopenhauer * Der Mensch kann was er will; er kann aber nicht wollen was er will. * İradenin arzuları: Tatmin edilmemiş bir arzu bizi özlemle dolu olarak bırakır, tatmin edilen bir arzunun yerini bir yenisi alıncaya kadar da can sıkıntısı yaşanır. İradenin egemenliğinden kurtulmanın tek yolu estetik beğeniye layık bir nesnenin üzerinde derinlemesine yoğunlaşmaktur. * algı perdesi-peçesi * a pasterior - deneyim sonrası (bilgi) * tabula rasa - boş sayfa met üst * Erişim burada bitiyor arkadaşlar. Bundan sonrasına ktunneller devam edeceğiz. * Dünya uzatmaları oynuyor. "Bize ayrılan kürenin sonuna geldik." * Doğarız, çünkü anneler bebk ister. Ölürüz, çünkü çok fazla kırmızı et yeriz. * Ha gurbette kalmışsın ha kahvaltı masasında karpuzdan uzak kalmışsın. 2si de aynı şey bence. * Biraz daha bağır, Çin'de seni

stay hungry, stay foolish & last lecture

Noktaları ileriye bakarak birleştiremezsiniz. Onları sadece geriye baktığınızda birleştirebilirsiniz. Noktaların gelecekte bir şekilde birleşeceğine inanmanız gerekiyor. Bir şeye güvenmelisiniz: Tanrı'ya, kaderinize, hayata, karmaya, herhangi bir şeye. Çünkü noktaların ileride birleşeceğine inanmak size kalbinizin sesini dinleme rahatlığını verir. Her gününü hayatının son günüymüş gibi yaşarsan, günün birinde haklı çıkarsın. Kimse ölmek istmez. Hatta cennete gitmek isteyenler bile oraya gitmek uğruna ölümü göze almak istemezler. İnsanın kısa süre içinde öleceğini bilmesi, yaşantısına damgasını vuracak kararlar vermesi açısından büyük önem taşır. Çünkü her şey, tüm dış beklentiler, gururlar, küçük düşme ya da başarısızlık korkuları, tüm bunlar ölüm karşısında değerlerini yitirir. Yalnızca ölümdür önemli olan. Öleceğini hatırlamak, kaybedecek bir şeyler olduğu düşüncesini yok etmenin bildiğim en iyi yoludur. Steve Jobs http://www.dailymotion.com/video/x3j81k_steve-jobs-ac-kal-budala

menekşelendi sular-Zeki Müren

Makam: Nihâvend Usûl: Sofyan Beste: Sâdeddin Kaynak Güfte: Vecdi Bingöl Menekşelendi sular, sular menekşelendi Esmer yüzlü akşamı dinledim yine sensiz Leylâk pırıltılarla bahçeler gölgelendi İnledi yine bülbül, olmazmış gül dikensiz Dikensiz gül olmazmış, çilesiz bülbül, Ayşe Her kuş bülbül olmazmış, her çiçek de gül, Ayşe Ne bülbül gülü sevdi seni sevdiğim kadar Ne böyle seven gönül, ne de senden güzeli var İçli bir özleyişle bırak beni yanayım Gözlerinde gördüğüm rüyama inanayım

Safım belli olsun!

Rivayet odur ki, Nemrut İbrahim peygamberi (as) ateşe atacağı zaman herkesten ateşe odun taşımalarını istemiş. Bundan maksadı da Hazreti İbrahim’e düşman olanlarla O’na taraftar olanları tespit etmekmiş. Herkes olanca gücüyle ateşe odun taşırken, küçük bir karınca ağzına aldığı bir damla suyla yola koyulmuş. Karıncayı görenler, nereye gittiğini sorduklarında, “İbrahim’in ateşini söndürmeye gidiyorum.” demiş. Etrafındakiler karıncaya alaycı gözlerle bakmışlar ve “Senin gücün o ateşe kadar yürümeye yetmez. Hem ateşe ulaşsan da alevleri gözleri bulan bu ateşi senin bir damla suyun mu söndürecek?” diye sormuşlar. Bahtiyar karınca hepimize ders olacak şu cevabı vermiş: “Bu suyun ateşi söndüremeyeceğini ben de biliyorum. Ama bir Allah dostuna yardım etmenin, böyle bir zamanda safını belli etmenin şerefi bana yetmez mi?” *********************

Beggin'

Put your lovin' hand out, baby I'm beggin' Beggin', put your lovin' hand out, baby Beggin' you, put your lovin' hand out, baby Ridin' high when I was king Played it hard and fast cause I had everything Walked away, wonderin' then But easy come and easy go and it would end I'm beggin' you, won't you give your hand out, baby Beggin', put your lovin' hand out, baby I need you to understand That I tried so hard to be a man The kind of man you'd want in the end Only then can I begin to live again An empty shell I used to be Shadow of my life is hangin' over me Broken man that I don't know Will leave it standing, devil's dancing with my soul Beggin' you, won't you give your hand out, baby Beggin', put your lovin' hand out, baby I'm fightin' hard to hold my own No, I just can't make it all alone I'm holdin' on, I can't fall back Now that big brass ring is a shade of black I'm be

Hayat

Hayatta öyle anlar vardır ki, birini çok özlersin ve ona sarılıp kollarında sıkmak için rüyalarından çıkarmak istersin! Bir mutluluk kapısı kapandığında bir diğeri açılır, ama biz kapanan kapıya bakmaya devam ederiz ve önümüzde yeni açılan kapının öneminin farkında bile olmayız. Çok güzel bir geleceğin yolu, geçmişi unutma zorunluluğundan geçer. Eğer geçmişte yaptığın hataların ve kalbini yaralayan olayların üstesinden gelemezsen hayatta ilerleme yapamazsın. Sana gülmeyi aşılayabilecek birini bulmalısın. Zira kederli bir gününü en güzel şekilde geçirebilmen için böyle biri yeterlidir. Kalbini coşku ile dolduracak birini bulmalısın. Hayatını dolu dolu yaşa. Başkaları göz yaşlarına boğulsalar bile,sen yüzünden tebessümü eksik etme. Şanslı olanlar sadece iyinin iyisi değildirler. Onlar sadece yollarına çıkan güzel şeyleri ararlar. ************

hapiste yatacak olana bazı öğütler

dünyadan memleketinden insandan umudun kesik değil diye ipe çekilmeyip de atılırsan içeriye yatarsan on yıl on beş yıl daha da yatacağından başka sallansaydım ipin ucunda bir bayrak gibi keşke demeyeceksin yaşamakta ayak direyeceksin. belki bahtiyarlık değildir artık boynunun borcudur fakat düşmana inat bir gün fazla yaşamak. içerde bir tarafınla yapyalnız kalabilirsin kuyunun dibindeki taş gibi fakat öbür tarafın öylesine karışmalı ki dünyanın kalabalığına sen ürpermelisin içerde dışarda kırk günlük yerde yaprak kıpırdasa. içerde mektup beklemek yanık türküler söylemek bir de bir de gözünü tavana dikip sabahlamak tatlıdır ama tehlikelidir. tıraştan tıraşa yüzüne bak unut yaşını koru kendini bitten bir de bahar akşamlarından. bir de ekmeği son lokmasına dek yemeyi bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman. bir de kim bilir sevdiğin kadın seni sevmez olur ufak iş deme yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir içerdeki adama. içerde gülü bahçeyi düşünmek fena dağları deryaları düşünmek i

THOSE WERE THE DAYS

Once upon a time there was a tavern Where we used to raise a glass or two Remember how we laughed away the hours Think of all the great things we would do Those were the days my friend We thought they'd never end We'd sing and dance forever and a day We'd live the life we choose We'd fight and never lose For we were young and sure to have our way. Then the busy years went rushing by us We lost our starry notions on the way If by chance I'd see you in the tavern We'd smile at one another and we'd say Those were the days my friend We thought they'd never end We'd sing and dance forever and a day We'd live the life we choose We'd fight and never lose Those were the days Oh yes those were the days Just tonight I stood before the tavern Nothing seemed the way it used to be In the glass I saw a strange reflection Was that lonely woman really me? Those were the days my friend We thought they'd never end We'd sing and dance forever and a day

HAYATINIZ, SEÇTİĞİNİZ KADINDIR..

Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale: - Hayatını bağışlarım ama bir şartım var, der. 'Kadınlar hayatta en çok ne ister?' budur bilmek istediğim. Bu sorunun yanıtını getir kurtar kelleni der. General sorar soruşturur bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar ve Kafdağındaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir. Günlerce gecelerce at koşturur , cadıyı bulur ve sorar - Kadınlar hayatta en çok ne ister? Korkunç cadı yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki yenilir yutulur cinsten değil..... - Evlen benimle! O zaman öğrenirsin ancak istediğini... Bu ölümcül teklifi kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşit'e ve: - Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister!. Harun Reşit Generalin hayatını bağışlar ancak cadıyada evlenmek için söz vermiştir. Neyse evlenirler. İlk gece General bir bakar ki, o korkunç cadı dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş karanlık odada. Konuşur cadı: - Benim kaderim böyle. Günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğe

DERS ALINMIŞ BAŞARISIZLIK EN BÜYÜK BAŞARIDIR.

Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır. En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Herbiri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser. Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftci kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır. Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır! Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile. Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir. Sıkıntılarımızın herbiri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yıl

sörf edememiş

* Seyit Ali Aral: Ebeveynler çocuklarının eğitimiyle ilgilendiği kadar; uçurtma yapıp uçurması, topu en az on kere kaydırması, hakkını korumak için kavga etmesi, süper balıklama atlaması, dipten kum çıkarması, yakan top, istop, kukalı saklambaç oyunlarında kalifiye olmasından da sorumludurlar. * Hiçbir şey hiçbir şeyin yerini tutmadığına göre her şeye sahip olmak lazım. Cesar Pavese * existential angst * Sürgün: Hem sev hem terket. V.Ö. * el tapeo-bardan bara gezme-isp * noch nicht * Aşk seni bulabilir de, uzakta durabilir de.. Samimi oluyor derken tuzaklar kurabilir de... * Kısaca yazmak, uzun uzun akılda tutmaktan iyidir. KONFÜÇYÜS * Atalım bütün acıyı kalpten, şüphen olmasın deli yürekten, omzumdaki iki melekten, biri aşk için biri huzur.. * Mütevazı insanlar, değersiz olduklarını düşünmezler. Yalnızca kendileri hakkında düşünmeyi değersiz bulurlar. * Çocuklar öğütlere kulaklarını kapatır, ama örneklere gözlerini açarlar. Peter BURWASH * Daha iyi olmaya çalışmayın, iyi olarak da kal

arada derede

* When the truth is found to be lies and all the joy within you dies, don't you want somebody to love?? * kardan zarar * Olmak veya yok olmak... * Lahanaya gelince hırp hırp, pırasaya gelince mee.. * Hanfendi bi yeriniz acımadı inşalla.. Cennetten duserken? * Bazı erkekler kadınları anlamaya çalışır, diğerleri kendilerini daha basit konulara adarlar, örneğin görelilik kuramına. Einstein * android * Çok muhabbet tez ayrılık getirir. * SADAKATTE tutumlu * Hanım kız oldu. * The only limit to our realization of tomorrow will be our doubts of today. Franklin D. Roosevelt * Panda yuva yapmış söğüt dalına... * Bir seye 'deger' vermek sadece matemikte ise yarar. * Hile yapmaya başladığın gün, bırakman gerekir. * Hırs Bir Teknenin Yelkenlerini Şişiren Rüzgara Benzer. Fazlası Tekneyi Batırır, Azı Tekneyi Olduğu Yerde Saydırır.. * katatonik şizofreni * (tekel) 'inle tut elimi, (alkol) 'larına sar beni, n (efes) 'ine muhtacım, bı(raki) 'p gitme beni. * Sevdikte ne oldu

DEVRİM

Temiz kalan tek yerdir devrim bütün bir yıl kirlenen duvarda ama görebilmek için asıldığı çividen indirilmelidir yaprakları biten takvim Zorbalara direnmektir devrim bir çocuğun annesinin çantasından aldığı paraları altına gizlediğini söylememiştir dövülen hiçbir halı İçinde yaşamaktır devrim dikiş kutusunun ve topluiğneler gibi bir arada olmayı gerektirir karşı koyabilmek için zulmüne makas denilen patronun Gece ışıklar arasında koşmaktır devrim ateş böceklerini yakalamak isteyen çocukların peşine takılır gün gelir yanıp sönen mavi ışıkları polis arabalarının Kağıt bir gemidir devrim bütün gemiler hurdaya çıksa da sonunda taşıdığı özgürlük şiiriyle batmadan yüzer nicedir dünya sularında Kim bilir kaç yunus görmüş kaç deniz gezmiş... Sunay AKIN **********
* ne zaman hayatıma birini sokmaya karar versem darmaduman ediyor kader beni.. beklenen özel kişi bu değilin evrendeki anlamı mı acaba bu kısır döngü bilmiyorum ki. pucca * Dünyanın en güç işi bir şeyin nasıl yapılacağını bilirken, başka birinin nasıl yapamadığını ses çıkarmadan seyretmektir. MEVLANA * Ne yazık ki çerçeve değil resim arıyorum.. Serdar&Ajda * İnsanlar yorgun doğar dinlenmek için yaşar. Çalışmak yorar. Gündüz dinlen ki gece rahat edesin. Yarın yapabileceğin işi bugün yapma. Bugünün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele. Dinlenen birini görünce otur ona yardım et. * Sıfatın değil fiilin önemli... * Liftistanbul * tojmil * güçlü kolerik * Büyük sözüme tövbe... * Kurşunu numaradan yedin de yediğin kurşun numaradan değil. * miksoskopi-röntgenci *************
RIHTIMDAN KALKAN GEMİLER Rıhtımdan kalkan gemileri İzliyorum Kimisi yük gemisi Kimisi şehirler arası Yolculuk yapan gemiler Hepsine bakıyorum Aynı amaçla yüzüyorlar Denizin üzerinde Rıhtımdan kalkan gemileri İzliyorum Hepsi bir limandan Bir limana gidiyorlar Tıpkı yüreğimdeki Sevgi gibi Ya da beni seven erkeğin Kalbinin başka bir limana gitmesi gibi Şenay Ertorun ************** * Eşşeği siken bir cinsden bahsediyoruz yani, o kadar basit onların kavramları.. "delik olsun da ne olursa olsun.." Haa tabi yattıktan sonra da çeker gider, adamın bir zamanlar koluna taktığı kızdan, yattığı kalktığı kız pozisyonuna düşmek istiyosan yap bunu.. Pucca Erkekler blogspot hazır temaları gibi. Bi siteye girip beğeniyorsun, bilgisayarına yükleyip bloguna tak koyuyorsun. Bu kadar basit. Tabii Kafanda hayal ettiğin o mükemmel tema çıkmıyor ortaya, ama idare edilebilir bir blogun oluyor. Ama kadınlar öyle değil, kadınlar portal bir site yapmak gibi.. İlle karıştıracaksın, görüntülerle süslemeli

Suyun ayak sesleri

Yeryüzünde birşeyler gördüm: Bir çocuk gördüm, ayı kokluyordu. Aydınlığın içinde kanat çırptığı kapısız bir kafes gördüm Aşkın üzerinden semaya çıktığı bir merdiven Gördüm ben! Bir kadın havanda ışık dövüyordu İkindide sofralarında; ekmek, yeşillik, bir tas şebnem ve bir tas muhabbet vardı. Sokak sokak gezerek, kanaryanın ötüşünü dilenen bir dilenci gördüm. Bir çöpçü gördüm ben, Namazda alnını kavun kabuğuna koymuştu. Sohrap Sepehri ..................

bünye imha ekibi

Zodyaklı: * Platonik aşk bir kabız türüdür. Karnını ağrıtır tuvalette sonuç ararsın.. Ve çıkmazlara düşersin.. Efor kaybedersin, zaman harcarsın, çözüm ararsın ama sonuç boşa geçen zaman. (Bir türlü sıçamazsın) İşin tuhaf yanı azimlisindir de vazgeçmek nedir bilmezsin. * Hem TDK'ya aykırı hem de bana. * Kırmızı spor bir arabayı isteyin evren bunu size verecekti. Vermezse kaybınız ne? Zaten kırmızı spor bir arabanız yoktu. * Bu esnada aklıma geliyorsun işte. Hiç alakasız bir anda. Yol boyu aklıma kazınıyorsun. Seninle öpüşmelerimiz canlanıyor gözlerimin önünde. O anı bir daha yaşarcasına yürekleniyorum. Sanki bütün hücrelerim senin yanındaymışcasına hissediyorum. Sana sarılışlarım aklıma geliyor. * Balkonuna çanak yerleştiren insanlar mı daha tuhaf yoksa bir birinin bitlerini yiyen maymunlar mı? * Yalan ağzıma yuva yaptı resmen. * Çapkınllığın ilk kuralı: teknoloji ile bütünleş :(( * Tüm kızların peşinden koştuğu harika bir şey hayal etsen böylesini çizemezsin o derece yani. * Osuru

Anadolu kadını Gönül Çil

Ben özgürüm Ben bir damla su kadar özgürüm Bazen bir çiğ tanesi olurum yeşil bir yaprak üzerine konarım O zaman çiğ derler adıma çünkü çiğ yeşil çimen demek Çünkü çiğ hayat demek Ben özgürüm çiğ tanesi gibi Bazen güneş vurur buharlaşır uçarım Gökyüzüne giderken kanat takarım Rüzgarla sevişirim bulut olurum Çünkü uzaya, evrene, dünyaya can vereceğim Ben özgürüm bulut gibi Kar olur yağarım beyaz derler adıma Buz olur donarım ayaz derler bana Pınar olur doğarım naz derler Irmak olur akarım yaz derler Ben özgürüm ırmak gibi Yüksekten atlarım şelalesin derler Derini doldururum barajsın derler Kanaldan akarım, bahçeyi sularım kanalsın derler Onlar ne derse desin ben işimi bilirim Ben özgürüm su gibi Akdeniz diye diye akarım Dalgalarım kıyıya kıyıya vurur Güneş gözüme gözüme batar Kalbimde balıklar oynaşır Gemiler batıya doğru yüzer Gemiler yüzedursun Ben özgürüm Akdeniz gibi Bre gafil, bre cahil Sen benim özgürlüğümü kısıtlayacağımı mı zannedersin Belki ellerime bir kelepçe vurursun ayakları

neredesin?

en azından neredesin biliyordum. benden farklı klavyen vardı.. orası soğuktu biliyordum.... hiç dayanamayacağım fotoğraflarını buluyordum, 5 sene önce görsem dayanamayacağım.. ne kadar özledim seni sevgilim... göz pınarlarım doluyor aklıma geldiğinde... oysa ayrıldım senden hiç ağlamadım... bana yıllarla beraber daha fazla koymakta yokluğun... küçük bi kızken aşk hikayemin bu şekilde son bulacağını hiç düşünmemiştim... hafta içi değil ama hafta sonlarımda seni düşünerek geçecek bir hayatı, sabahlara kadar senin hayalinle geçecek günleri istememiştim ben; bir varlıktı küçük bi kızken benim için aşk, yokluk değil... şimdi oturmuş, tüm kalan boş zamanımda seni düşünüyorum.................

popüler optimist

* çekirdeksiz üzüm * eyleme geçen cehalet * Her kişiyi Hızır bil, her geceyi kadir bil. * Afazi-konuşamama (Yunanca) * Siyasi olmadıktan sonra hiçbir parti bana göre değil. * Yağmurlu havada sana su yok. * All in good time. * Dikkat! Elektronik tartı; çarpar. * BIR SOGAN SOYULUYOR,YASARIYOR GOZLER, BIR DEVLET SOYULUYOR, ALDIRMIYOR OKUZLER. SAIR ESREF * Cahil birak baglansin, ac birak yalvarsin. * Sap doner, keser doner, gun gelir hesap doner! * vaiagara şelalesi * Yıkandım, vücudumda benden başka yaşayan organizma kalmadı. * Emekli olunca emeklememek için... * paramedikal * Hüküm sona göre verilir. Muteber olan sondur. Hadis-i Şerif * Politikacılar, binalar ve fahişeler uzun zaman dayanırlarsa saygı kazanırlar. * Her katil birilerinin kapı komşusudur. * Ne zaman bir ünlü atıyorum kokainle yakalansa hemen bir vaveyla: "Vay efendim çocuklarımıza kötü örnek oluyor." Ulan o senin çocuklarının dadısı mı? Hayattaki görevi, rolü senin çocuklarını yetiştirmek mi?

sohbet

* Aynıyle temsil * Yanlışı tespit doğruyu temsil anlamına gelmez. * Kovanın dışında kalan arının sinek kadar değeri yoktur. * gazap>azap * Zamanla insan yozlaşır, sadece armutlar olgunlaşır. * Anne kucağının sıcağını yeryüzünde hiçbir şey temin edemez. * Ben kavanozu * İman miras kalmaz. * Şeytan nefisle hemdemdir. * Tamahkarla (nefis) sahtekar (şeytan) yeryüzünde çok iyi anlaşır. * Nefsi cehennem ile terbiye edemezsin. * 1 hanım almak fıtrattan, zarurette ruhsattandır. Beşeriyetin hakkıdır sonsuzluk emeli, Ama onu ne taştan ne leşten istemeli. * Mugalata, diyalektik**ilk şeytan yapmış * Bütün mevcudatı kendimden önce senin için yarattım. Seni de kendim için yarattım. * Düşmanların en büyüğü 2 kaşının arasında (cembinde) olan nefsindir. * fena-fani * Nefsi tanıyan onu burak gibi kullanır, onu tanımayan da merkep gibi kullanılır. * Özü olmayan kabuk çöptür, kabuk olmadan özü korumak mümkün değildir. * tahfif etmek=hafifletmek *********************************

işe gitmeyip

* Genetik üstünse başarı kolay. Ama kesin değil. Ne de olsa kader geni yok.. * Gisele'lik uykusu * Düşman uykuda olsa bile yiğit kuşkuda gerek. * Fosforun zeka gelişimine katkısını sahil şeridine bakarak görebiliyoruz... Türkiye balık yesin!!! * Arabaya sen bin, faytona ben... * Bele$ dinamit olsun, gotumde patlasin. * Eline kılıç alan, kılıçla ölür. * En iyi kamuflaj, ortada durmaktır. * Kurtların cirit attığı bir vadide, koyun değil aslan yetiştirmek gerekir. * Dünyada üç tür insan vardır sayı saymayı bilenler ve sayı saymayı bilmiyenler. * Yesinler birbirlerini ete para vermesinler, s.ksinler birbirlerini g..te para vermesinler... * Bizim kiz bizden kacar, kafasini kapatir kicini acar. * İçki içmek istersen leblebidir mezesi, güzel sevmek istersen liselidir tazesi... * Kendi görüşünü beğenen doğruyu bulamaz. * Her skim hiyar diyene bir avuç tuz alıp koşma. * Ben dusmanımla basa çıkabilirim, Allah beni dostlarımdan korusun! * Acima yetime koyar götüne... * Al sana, al sana, sikim